![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]() ![]() Komedi filmi ‘Çakallarla Dans’ serisinin devamı niteliğinde olan 3’ncü film ‘Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı’ sinemaseverlerle buluştu. Derya Şensoy ve Murat Akkoyunlu ile yeni filmlerini ve projelerini konuştuk... Oyunculuğunu nasıl değerlendirirsiniz? Oyunculuk uzun bir yol. Oyunculuk ben oldum noktasına ulaşmıyor. Ben daha yolun çok başındayım o yüzden oyunculuğumu değerlendirecek nokta da olduğumu düşünmüyorum. Tabii ki bir önceki işimden daha iyi olmasıyla ilgileniyorum. Bundan sonra da ne yapayım diye düşünmüyorum. Yaptığım işe konsantre oluyorum. Doğru projelerin içinde olduğumu düşünüyorum ve kendimi şanslı hissediyorum. Rolünüzden bahseder misiniz? Mihriban Hikmet’e aşık bir karakter. Küçükken bir kaza geçirmiş. Duyabiliyor fakat konuşma yeteneğini kaybetmiş. İşaret diliyle konuşuyor. Çok tatlı bir kız. Hikmet’in aşık olduğu karakter olması dolayısıyla onların hayatına dahil oluyor. Süprizleri olan bir karakter. İşaret dilini öğrenmek zor olmadı mı? Bir oyuncu için kısıtlayıcı bir şey ama hocayla çalıştım işaret dilini bilmediğim için. Ezber yapmak gibi bir şey. Çok çalıştığım için beni çok zorlamadı. Sette anne çocuk ilişkisinden kaynaklanan bir heyecan yaşadık ‘Çakallarla Dans Sıfır Sıkıntı’nın kariyerinize ve oyunculuğunuza nasıl bir katkısı oldu? Valla çok sevilen bir işin içinde olmak çok avantajlı bir durum. Fanları olan bir iş Çakallarla Dans. Kariyerim adına başarılı oyuncularla çalışmak büyük bir şans. Bana çok şey kattı onlarla çalışmak. Anneniz Derya Baykal ile berbaber oynamak nasıl bir duygu? Her şeyden önce çok güzel bir anı bizim için. Annem de yıllar sonra ilk defa sinema yapıyor o yüzden çok heyecanlıydı. Benim de ilk filmim. O heyecanını gizleyemediği için sürekli bana ‘Çok iyiydin ama ben ne yaptım acaba’ dediği için bir de onun için stres yaptım. Tamamen anne çocuk ilişkisinden kaynaklanan bir heyecan. Ben keşke ömrümün sonuna kadar annemle babamın gölgesinde kalsam. Ama benim için çok büyük bir avantaj karşımda annemin olması. ![]() Sinemada küfür özgürlüğü olsun Filmi fenomen hale getiren neydi? Seyirci tabii ki... Sonra da seyircinin kendisini bulması filmde. Sokaktaki, mahalledeki insanlara çok yakın tipleri oynuyoruz. Film biraz küfürlü, sizce insanları rahatsız ediyor mu? Çok küfürlü değil ya. Sokakta ne kadar küfür duyuyorsan o kadar. Zaten +15 aldı. O yüzden çok küfürlü değil, sinemada da bu kadar küfür özgürlüğümüz olsun. Murat Akkoyunlu Duygusal ve aksiyon yanı fazla Filmden biraz bahsedelim.. Seri film olduğu için zaten karakterleri, hikayenin bütününü seyirci biliyor. Üçüncü film Hikmet’in aşk hikayesiyle başlıyor. Derya’nın oynadığı Mihriban karakteriyle karşılaşıyor ve çekim kuvvetiyle birbirlerine aşık oluyorlar. Değişik bir macera başlıyor... İlk iki filmden ne farkı vardı? Diğer filmlere göre duygusal yanı ve aksiyonu daha fazla. Daha keyifli bir hikaye oldu. İlk iki filmi seyretmeyen izleyici de sinemaya gittiğinde izleyebilir. Karakterinizden bahseder misiniz.. Diğer üç karaktere göre daha muhafazakar bir tip. Toplumda karşılığı olan bir karakter. Oynaması çok zevkliydi, çünkü her filmde başka bir açılımı söz konusu. Devam filminde sıkıcılık durumuna düşen oyuncular gibi hissetmiyorum kendimi çünkü her seferinde farklı taraflarını görüyorum. Her seferinde farklı taraflarını çalışmak ve beyazperdeye aktarmak benim için çok keyifli. |
![]() ![]() |
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |