Son yılların gözde besini mangostan, görünüm ve lezzet açısından benzersiz meyve. Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Tığlı Çınar, bu meyvenin faydalarını ve tüketirken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

Görünüm ve lezzet açısından benzersiz bir meyve olan mangosten, özellikle doğu kesimlerde tropik meyvelerin kraliçesi olarak bilinmektedir. Kabuğu mor renkteki bu egzotik meyve, sulu ve lezzetli tadıyla son yıllarda Avrupa’nın ve Amerika’nın da ilgisini çekmiştir.
İçi beyaz renkli ve yumuşak olan bu tropik meyvenin 100 gramı sadece 63 kalori. Hiçbir şekilde doymuş yağ ve kolesterol içermeyen mangostenin lif içeriği de oldukça zengin (100 gramı günlük lif ihtiyacınızın %13’ünü karşılar). Diyet yapan kişiler liften zengin içeriğiyle uzun süre tok tutan ve kalorisi oldukça düşük bu harika meyveyi diyetlerinde rahatlıkla kullanabilirler.
Mangosten aynı zamanda iyi bir C vitamini kaynağıdır ve 100 gramında günlük ihtiyacınızın %12’sini karşılayacak kadar C vitamini barındırır. Beslenmenizde bu tropik meyveyi tüketmeniz yüksek antioksidan kapasitesiyle vücut direncinizi arttırmanıza da katkıda bulunacaktır.
Yüksek kolesterolden koruyor

Tiamin, niasin, folat gibi B grubu vitaminlerden zengin olan mangosten, vücudun karbonhidrat, protein ve yağ gibi besin ögelerini metabolize etmesine yardımcı olur. İyi miktarda bakır, mangan, magnezyum gibi mineralleri de içeren bu harika meyve, felç ve koroner kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.
Lezzetine hayran kalacağınız bu tropik meyvenin bir diğer özelliği ise kırmızı kan hücrelerinin oluşumunu destekleyerek vücudu anemiye karşı koruması. Kan damarlarını da genişleterek kan akışını arttıran bu benzersiz meyve sizi; ateroskleroz, yüksek kolesterol, kalp sıkışması, göğüs ağrısı gibi hastalıklara karşı korumaya da yardımcı. Çalışmalar düzenli olan mangosten tüketen kişilerin total kolesterollerinin ve trigliserit seviyelerinin önemli ölçüde düştüğünü gösteriyor.
Bu meyve yaşlanmaya karşı savaşıyor!

Mangostenin bir diğer yararı ise zararlı kanser hücrelerinin büyümesinin engellenmesinde yardımcı olması. Antioksidanlardan oldukça zengin olması sebebiyle yaşlanma karşıtı etkiye de sahip olan mangostenin bu özelliği, DNA’yı hasarlara veya olası mutasyonlara karşı korumada da etkili.
Siyatik ağrılarından mustaripseniz ve bu durum ilaçla kontrol edemediğiniz bir hale geldiyse mongosten size deva olabilir. Anti-inflamatuar özellikler içeren bu meyveyi düzenli olarak günde 2-3 kez tüketmeniz ağrılarınızı gidermenizde size yardımcı olacaktır.
Anne adayları için çok faydalı

Mangostenin hamile veya hamile kalmak isteyen kadınlar üzerinde de oldukça fazla yararı mevcut. İçerdiği folat, doğum kusurlarını engellemede yardımcı olurken manganez ise annenin veya bebeğin vücudundaki hücrelerin hasar görmesini engelliyor. Özellikle hamilelikte oldukça sık görülen kabızlık sorununa da çare olan bu harika meyve, preeklampsi gibi hastalıkların semptomlarının azaltılmasında veya önlenmesinde de oldukça etkili.
İçeriği oldukça zengin mangostenin, alzheimer hastalığına da iyi geldiği bilinmektedir.
Oldukça faydalı bir meyve ama…

Elbette ki oldukça fazla yararı olan bu meyvenin bir takım yan etkileri de mevcut. Çalışmalar, yüksek ksanton içeriğine sahip bu meyvenin normal kan pıhtılaşmasını etkileyebileceğini gösteriyor. Bu sebeple mangosten, kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime geçebileceğinden bu tür ilaçlar kullananların bu meyveyi tüketirken aşırıya kaçmamaları gerekmektedir.
Yaz aylarında, taze şekilde tüketebileceğiniz bu meyveyi, meyveli tatlılarınızda veya içeceklerinizde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Lezzetli bir meyve salatası için mangosteni; ananas, üzüm ve karpuz gibi meyvelerle beraber tüketin.