Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caferi Tayyar Selçuk, çocuk sayısı arttıkça ailelerin çocuklarını kontrol etme şansı azaldığından yanık vakalarının arttığını söyledi. Fakülte hastanesi bünyesinde kurulan Türkiye’nin en büyük yanık merkezine başvuranların büyük bölümünü çocukların oluşturduğunu bildiren Selçuk, son bir yılda merkeze başvuran 300 hastadan 200’ünün çocuk olduğunu kaydetti.
Çocuk sayısındaki fazlalık nedeniyle ailelerin çocuklarını yeterince kontrol altında tutamadığını, bu nedenle çocuklarda meydana gelen yanık vakalarının diğer bölgelere oranla daha fazla olduğunu dile getiren Selçuk, ”Merkeze başvuran hastaların yüzde 70’ini çocuklar oluşturuyor. Bahar aylarında çocuk yanık vakalarında artış oluyor. Baharda hareket alanları genişleyen çocuklar ya peynir kaynatılan kazana veya ekmek pişirilen tandıra düşmeleri sonucu yanıyor. Kimi zaman da çocuklar dışarıda ateşle oynarken yanıyor” dedi.

-Telafisi mümkün olmayan tahribat

Doç. Dr. Selçuk, çocuk yanık vakalarının büyük sıkıntı yarattığını, pansuman, tedavi ve ameliyat sırasında çocukların vücudunda ve psikolojisinde kalıcı iz bırakabildiğini belirtti.

Yanıkların derinleşebilme ihtimali ile hayati risk taşıdığını ifade eden Selçuk, şöyle konuştu: ”Çocuklarda yanık fonksiyonel ve psikolojik olarak sıkıntı yaratıyor. Çocuğun hayati fonksiyonları normale dönse de ileride telafisi mümkün olmayan psikolojik ve fiziksel izler kalıyor. Bölgede kimi çocuklarda da elektrik direklerine çıkmaları sonucu elektrik yanıkları oluşabilmekte, kablolara temas etmeleri sonucu el ve ayak kayıplarına varan ciddi sorunlar meydana gelebilmektedir. Yanıkların oluşmaması için ailelere büyük görev düşüyor. Çok çocuklu ailelerin çocukları üzerindeki kontrolü zaman zaman azalabiliyor. Ailelere çocuklarına maksimum özen göstermelerini ve çocuklarını tehlikelerden korumak için her tür önlemi almalarını tavsiye ediyoruz. Aileler çocuklarını kışın sobadan, yer sofrasında yemek yeniliyorsa da çaydanlık ve tüpten uzak tutmalarını öneriyoruz.”

-3.5 aydır tedavi görüyor

Doç. Dr. Selçuk, 10 yaşındaki hasta Arzu Yerlikaya’nın bir süre önce oynarken elbisesinin alev alması sonucu vücudunda yüzde 60 oranında yanık oluşmuş şekilde hastaneye başvurduğunu ifade ederek, vücudunun alt kısmında 3. derece yanık meydana gelen Yerlikaya’nın 3.5 ay süredir hastanede tedavi altında tutulduğunu anlattı.

Yerlikaya’ya düzenli pansuman yaptıklarını, ölü dokuları vücudundan uzaklaştırdıklarını vurgulayan Tayyar, ”Vücudunun sağlam kısımlarından alınan deri ile vücuduna yama işlemi gerçekleştirdik. Arzu merkezimize geldiğinde hayati riski yüksek bir hastaydı. Uygun tedavi ile artık sağlığına kavuştu. Ancak Arzu vücudunda meydana gelen yanığın psikolojik ve fiziki izlerini taşıyor” dedi.

Anne Filiz Yerlikaya ise, büyük kızı Arzu’nun kardeşi ve kuzenleri ile dışarıda oynadığı sırada kızının yandığını belirterek, ”Kuzeniyle ateşle oynarken birden elbisesi alev almış. Onu gördüğümüzde vücudunun yarısı yanmıştı. Buraya geldiğimizde durumunun kritik olduğunu söylediler. Doktorların çabası ile kızım kurtuldu. Ailelere tavsiyem çocuklarına sahip çıksınlar. Gözlerinin önünden ayırmasınlar. Çok acılar çektik, başka aileler çekmesin” diye konuştu.

Merkezde yanık tedavisi süren 1.5 yaşındaki Ahmet Yasin Cengiz’in annesi Merve Cengiz (24) ise çaydanlığın sapının kopması sonucu oğlunun başından aşağı kaynar su döküldüğünü söyledi.

Cengiz, oğlunun küçük olması nedeniyle tedavisi sırasında çok acı çektiğini ifade ederek, ailelere benzer görünmez kazalara maruz kalmamaları için dikkatli olmaları önerisinde bulundu.