Bebeğiniz kaşınıyor, sürekli hapşırıyor ve ağlıyor mu? İşte bebeğiniz bu belirtileri gösteriyorsa muhtemelen yaz nezlesi olmuş demektir. Peki, yaz nezlesi kışın yakalanılan hastalıktan farklı mı, belirtileri nasıl olur, tedavisi aynı mıdır? Kafanızı kurcalayan tüm bu soruların cevaplarını, Uzm. Dr. Raif Konakçı’nın açıklamalarında bulabilirsiniz.

Burun akıntısı ve hapşırık yaz nezlesi belirtileri

Halk arasında “yaz nezlesi” olarak adlandırılan hastalık, mikroplarla oluşan solunum yolu enfeksiyonlarının aksine; havada bulunan alerjik maddelerin yol açtığı, şeffaf burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırık ile seyreden, ateşin eşlik etmediği, tıpta aslında “alerjik rinit” olarak adlandırılan bir hastalıktır.
Griple karıştırılmamalı
Klinik tablo hafif semptomlardan hastanın yaşam konforunu etkileyecek düzeydeki şikayetlere kadar değişen bir yelpaze aralığındadır. Başlıca şikayetlerin benzeşmesi nedeniyle bu hastalık çoğu zaman mikroplarla oluşan nezle veya gribal enfeksiyonlarla karıştırılabilir. Bu durum gereksiz yere ve uygunsuz ilaç kullanımlarına yol açmaktadır.
Yaz nezlesinden korunmak için neler yapılmalı?
Halk arasında “kış nezlesi” olarak adlandırılan hastalık viral üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüslerin neden olduğu bu hastalık yaz nezlesinden farklı olarak hastanın hapşırması ve öksürmesi ile başkalarına çok kolay şekilde bulaşır. Sık sık ellerin yıkanması, gribal enfeksiyonu olanlarla temastan kaçınma, salgın dönemlerinde kalabalık ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak durulması, mümkünse maske takılması gibi tedbirler hastalığın yayılma hızını azaltmaktadır
Bakteriyel enfeksiyonlarla karıştırılabilir
Ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırık gibi şikayetler eşlik edebilir ve bakteriyel enfeksiyonlarla karıştırılabilir.
Hastalığın daha hafif geçmesi için yapılması gerekenler
Gribin etkili olduğu zaman diliminde beslenmeye önem verilmesi, diyette sulu gıdaların artırılması, vitamin kullanılması gibi tedbirler hastalığın daha hafif geçirilmesine yardımcı olur. Gripte yatak istirahatının önemi çok fazladır. Çoğu kez ayakta geçirilmeye çalışılan bu hastalık, istirahat edilmemesi nedeniyle daha ağır klinik tabloya dönüşebilir. Gribin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte hastalıkta görülen şikayetlerin ortadan kaldırabilecek hastayı rahatlatıcı ilaçlar kullanılabilir. Özellikle antibiyotiklerin gribal enfeksiyon tedavisinde yeri yoktur. Alerjik rinitte de olduğu gibi gripte de şikayetler bakteriyel enfeksiyonlarla örtüştüğü için çoğu zaman gereksiz antibiyotik kullanımıyla karşı karşıya gelmekteyiz. Gereksiz antibiyotik kullanımı da bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine, çocuğun bir sonraki bakteriyel enfeksiyonunda etkinliğini yitirmesine neden olmaktadır. Gribal enfeksiyonlarda da alerjik rinit hastalığında olduğu gibi ikincil enfeksiyonlara yatkınlığın artmış olduğunu bilmekteyiz.
Alerjik astıma zemin hazırlayabilir
Bu hastalık sadece burun ve gözleri değil akciğerleri de etkileyebilir ve astıma yol açabilir. Zaten astım oluşumundaki risk kriterlerinin belirli bir oranı burun alerjisidir. Bu yönüyle önemsenmelidir. Astım da solunum sıkıntısına yol açabildiğinden doktorların uyarıları dikkate alınmalıdır.
Alınması gereken önlemler
• Ev temizliği yapılırken çocukların ortamdan uzaklaştırılması gerekir
• Ağır polen mevsiminde kapı ve pencereler açık bırakılmamalıdır.
• Rüzgardan sakınılmalıdır. Rüzgar sert estiğinde havadaki polen ve spor düzeyi yükselir. Böyle havalarda çocukları ve bebekleri dışarı çıkarmak için en uygun zaman sabah erken saatlerdir.
• Havalandırma varsa filtre kullanılmalıdır.
• Eğer hastanın alerjik olduğu biliniyorsa ev bitkisi büyütülmemelidir
• Evde evcil hayvan beslenmemelidir.
• Battaniyelerin, yastık kılıflarının, elbiselerin yün yerine sentetik ürünlerle değiştirilmesi gerekebilir.
Tüm bu şartlar sağlanmasına, alerjenlerle temasın engellenmesine rağmen şikayetler devam ediyorsa veya hayat konforunu etkileyecek düzeyde ağır şartların olduğu durumlarda medikal tedavi gerekecektir.