Lohusalık, bazen kaygı ve sorunlarla dolu bir döneme dönüşebilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan, lohusalık döneminin kolay atlatılmasını sağlayacak önemli bilgiler verdi.

Kaygılarla örülü bir dönem lohusalık. Bol soru işaretli, zaman zaman sıkıntılı, zaman zaman keyifli ama ne olursa olsun çok özel. Bu hassas süreçte elbette bilinmesi ve uygulanması gerekenler var. Lohusalık, doğum sonrası bebeğin eşi dediğimiz plesantanın dışına çıkması ile başlıyor ve doğumdan sonraki 6 hafta (42 gün) boyunca sürüyor. Bu dönemde kadında gerek fizyolojik gerekse psikolojik sorunlar olabiliyor.
Lohusalık dönemi neden korkutur?

Anne ve bebek beraberliği, daha önce hiç tatmadığınız ve daha önce hiç yaşamadığınız olaylar silsilesi. Anne oldunuz ve o bebeğin size ihtiyacı var, sizden gelen her şeye açık. Annenin en önemli korkusu da bunu takiben ‘ona yetebilir miyim, yanlış bir şeyler yapar mıyım’ oluyor. Bir diğer endişe, bu süreç hayatıma neler getirip neler götürecek olduğudur.
Doğum sonrası kadında bir hoşnutsuzluk hali, mutlu olamama, uyku ve beslenme sorunları, yoğun kızgınlık, endişe ve kaygı gibi duygusal gelgitler görülebilir. Kimi annelerde ise sorunun boyutlarının büyüdüğünü, bebeğini emzirmekten kaçtığını hatta onu reddettiğini bile görebiliyoruz. Oysa anne ile bebek arasında en sağlıklı iletişim emzirirken kurulur. Emzirmekten kaçınma hali uzun sürerse bebek de bir daha anneyi istemez. Anne adayı, bebeği zamansız dünyaya getirdiğini ve ona bakamayacağını düşünebilir. Çalışan bir kadın ise doğumla birlikte iş hayatından uzaklaşması, kendini değersiz hissetmesine yol açabilir. Bu endişeler ileri yaş hamileliklerinde daha yoğun yaşanabilir. Bu arada “Eşim hamileliğinde çok rahattı. Ama doğumdan sonra hırçınlaştı ve sürekli tedirgin. Huyu suyu değişti” gibi yakınmaları olan kocaların da sayısı hiç az değil. Annenin bebeği için yetersizlik hissi içinde olması normal kabul edilebilir fakat bu süre bir aydan daha uzun sürerse mutlaka bir uzmanla görüşülmelidir.
Lohusalık dönemine hazırlık

Anne adayı çevresindekilerin tecrübelerinden yararlanmalı. Daha profesyonel hazırlanmak istiyorsa da, lohusalık kitaplarını okuyabilir. Adım adım bu zamanı anlatan, bebeği, anneyi ve çevreyi tanıtan kitaplar anneye yol gösterecektir. Bir diğer önemli nokta ise annenin çocuk doktoru ve doğumunu yaptıran hekimle iletişimi kesmemesi, ondan gerekli tüm bilgileri edinmesi. Lohusalık dönemi her kadının doğum sonrası yaşadığı kaçınılmaz ve yavaş yavaş ama mutlaka atlatılan bir süreç.
Paniklemeyin!

Ne kadar zor gibi görünse de aslında anne olarak doğan kadın, içgüdüsel olarak olaya hakim oluyor. Bu dönemi anne ve bebek için ayrılmış 6 haftalık özel bir tanışma süreci diye değerlendirin.
Ayrıca, başta eşi olmak üzere çevresindekilerin de anneye destek olması ve onun bu dönemi atlatması için uygun ortamı sağlaması gerekiyor. Örneğin emziremeyen bir anneye eşinin “Bu da ne demek, bu senin görevin emzireceksin” şeklindeki yaklaşımı kadını daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokabilir. Bu dönemde eşlerin anneye her zamankinden daha anlayışlı ve sabırlı olmaları gerekiyor. Lohusanın sakin bir ortamda rahatça dinlenmesi sağlanmalı. Gebelikte olduğu gibi bu dönemde de annenin beslenmesi çok kaliteli olmalı, demir ve kalsiyum yönünden zengin gıdalar tüketmeli.