http://kadinveguzellik.com/wp-conten...n1-600x330.jpg


Ozon tabakasının delinmesi nedeniyle son 40 yıl içinde cilt kanseri vakalarında artış oldu.

Medeniyetin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan zehirli gazlar; ozon tabakasının zarar görmesine neden oldu. Bu durum da cilt kanseri vakalarını artırdı. Son 40 yıl içinde, cilt tümörlerinin en tehlikelisi olan malign melanomun görülme sıklığı yüzde 50-70 oranında arttı. Aynı zamanda daha iyi huylu olan diğer cilt kanseri türleri de daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Son dönemde malign melanomun kadınlarda görülme sıklığı, erkeklere nazaran iki kat daha arttı. Bu kanser türüne açık tenlilerde çok daha fazla rastlanıyor.

Son 10 yıldır yapılan klinik çalışmalar; eğrelti otunun, ultraviyole ışınlarına karşı cildi dokuz kat koruduğunu gözler önüne serdi. Araştırmalar; bu otun, güneş yanığı hücrelerinin sayısını azalttığını, DNA hasarını da önlediğini gösteriyor. Günümüzde satılan güneş kremlerinin tam olarak ultraviyole ışınlarından koruduğunu söylemek mümkün değil. Fakat eğrelti otu özleri, ışınların hızını yavaşlatarak hücresel değişikliklerin önüne geçiyor ve erken yaşlanmayı geciktiriyor. Eğrelti otu; yüzyıllar boyunca yerliler tarafından güneş yanığı, cilt tümörleri, sedef hastalığı ve diğer cilt hastalıklarında kullanılmıştır. Memorial Sloan- Kettering Kanser Merkezi’nden Dermatolog Doktor Salvador Gonzalez’in bir makalesinde; eğrelti otunun, serbest radikalleri engellediği, cilt hücrelerinin ölümünü yavaşlattığı, anti-inflamatuvar gibi davranarak hücresel değişikliklerin önüne geçtiği belirtiliyor. Eğrelti otu özlerinin, kilo başına 7.5 mg. tatbik edilmesi gerekiyor.

Yeni bir çalışmada, 57 hastaya takviye olarak 480 mg. eğrelti otu özü verilmiştir. Araştırmanın sonucunda; hastaların yüzde 73’ünde lezyonların önemli ölçülerde azaldığı görülmüştür. Bir diğer çalışmada ise bu otun; fibroblastlar, elastin ve kollajen üzerinde de etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Böylece eğrelti otunun; hem cilt yaşlanmasını önlediğini, hem de hasarlı hücreleri onardığını söylemek mümkün.

Cilt, ultraviyole ışınlarına fazla maruz bırakıldığı zaman güneş yanıkları oluşur. Güneş yanığı ise bir nevi cilt iltihabıdır. Yanıklar, cilt kanserine yakalanma riskini önemli ölçülerde artırıyor. Yanık; aynı zamanda cildin kurumasına ve yaşlanmasına da neden oluyor. Araştırmalarda; eğrelti otu takviyesi ile güneşin zararlarından korunmanın mümkün olduğu ortaya çıkmıştır.

KAN PORTAKALI YİYEREK KORUNUN
Özellikle kan portakalında bulunan citrus sinensis ve anto-siyaninlerin; anti-enflamatuvar etkisi olduğu ve hücreleri ultraviyole ışınlarından koruduğu belirtiliyor. Yapılan bir çalışmada; bu maddelerin mukoza ve kafa derisi dahil tüm deri yüzeyini koruduğu göster