Kadın vücudu gebelik sırasında diğer zamanlardan daha fazla bakım ister. Bu dönemde bedeninize gösterdiğiniz ilgi hem sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmenizi hem de doğum sonrasında vücudunuzun eski haline kolayca dönmesini sağlar. Bu yüzden hamilelik döneminde vücut temizliğinize ve bakımınıza gerekli ilgiyi göstermelisiniz.Hamilelik sürecinde anne adaylarının vücutlarında pek çok değişiklik meydana gelir. Bu değişiklikler de, sadece kilo almayla sınırlı değildir. Çeşitli hormonal faktörlerden dolayı vücudun hemen her bölgesi etkilenir.

Anne adaylarında endişeye yol açan bu değişimler bazen rahatsız edici boyutlara ulaşabilir. Birçoğu doğumdan sonra geçecek olan bu etkileri en az düzeyde hissetmek için, vücut bakımında dikkat edilmesi gereken bazı püf noktalar vardır.

Gebelik sırasında günlük yıkanma alışkanlık haline getirilmelidir.

Çünkü bu dönemde ter bezleri normalden aşırı bir çalışma gösterir.

Yıkanırken kullandığınız su 37-38 derece olmalıdır. Aşırı sıcak su sağlığınız açısından zararlıdır. Ayrıca banyo süresinin 15 dakikadan fazla olmamasına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde kanama geçirme riskiniz artacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, ıslak zeminde kayarak düşmeyi önleyecek önlemlerin alınmasıdır. Olası tehlikelere karşı banyo kapısını kilitlememek de önemli bir noktadır. Banyo yaparken kapınızı hiçbir zaman kilitlemeyin. Hatta evde kimse olmadığı zamanlarda banyo yapmamaya özen gösterin.

Hamilelik döneminde en çok dikkat ve özen gösterilmesi gereken yer göğüslerdir. Bu dönemde şişen göğüslerde çatlak oluşmaması için ılık bir duştan sonra nemlendirici kremlerle göğüslere masaj yapılmalıdır. Aksi halde göğüslerde çirkin bir görüntü oluşturan çatlaklar oluşabilir.

Göğüs sarkmalarını engellemek için göğüsler günde iki defa soğuk suyla yıkanmalıdır.

Karın çizgisinin yerleşip iz bırakmasını en aza indirmek ve kalçalara gerekli özeni göstermek için bu bölgeler badem yağıyla her gün ovulmalıdır.

Cildin sağlıklı bir şekilde nefes alması hamilelik döneminde her zaman olduğundan daha önemlidir. Bu yüzden bu dönemde yatmadan önce makyajınızı mutlaka temizlemeli, yüzünüze ve ellerinize besleyici krem sürmelisiniz.

Ciltte kuruluk ve çatlaklar, pek çok hamile kadının şikayet ettiği değişikliklerdendir. Kuruluğa çözüm olarak; normal sabun yerine cildi nemlendirecek gliserin bazlı sabunlar kullanılmalı ve yüz sürekli nemli tutulmalıdır. Boyundan aşağısı için ise vitaminli vücut losyonları sıkça kullanılabilir. Ayrıca, banyo esnasında vücut yağları kullanılmalı ve banyodan çıktıktan sonra mutlaka nemlendirici krem sürülmelidir.

Kalça, karın bölgesi ve memede meydana gelebilecek çatlaklar için düzenli olarak bu bölgelere badem yağı, kakao yağı veya çatlak kremleri sürülerek masaj yapılması önemlidir.

Hamilelik döneminde ciltte oluşan renk değişiklikleri ve lekeler çoğunlukla kalıcı değildir ve doğumdan sonra kaybolurlar. Bu lekeler, gün içinde kozmetik malzemelerle kapatılabilineceği gibi, yatmadan önce mutlaka temizlenmelidir. Çünkü özellikle bu dönemde, cildin sağlıklı bir şekilde nefes alması çok önemlidir.

Makyaj için iyi bir nemlendirici başta olmak üzere, cildi kurutan toz pudralar yerine nemlendiricili fondöten, rimel ve dudak parlatıcısı uygun seçimlerdir. Doğumdan sonra da bunlara, özellikle gözaltı kapatıcısı eklenerek devam edilebilir. Bu dönemde gece uykuları düzenli olmayacağı için, gözaltı kapatıcıları kritik bir öneme sahip olacaktır.

Kullanılan makyaj malzemesini mümkün olduğunca azaltmak zaman kazandırır. Yine de arada bir yüz bakımı, manikür ve pediküre vakit ayırmak morali de yüksek tutmaya imkan verecektir.

Hamileliği yaz aylarına gelen anne adaylarının dikkat etmesi gereken bir nokta da, güneşe çıkmadan önce ultraviyole ışınlara karşı yüksek koruyucu faktörlü kremler sürmektir.

Ciltte ergenlik sivilcelerine benzer sivilceler çıkabilir. Buna karşı, doktorun önereceği bir antibiyotik krem kullanılabilir. Fakat sorun ağızdan antibiyotik almayı gerektiriyorsa, bunu doğumdan sonraya bırakmak daha uygun olacaktır.

Bu dönemde melesma, yani hamilelik maskesi de çıkarılabilir. Melesma genelde yanaklarda, dudak kenarlarında ve alın bölgesinde farklı renklerde lekelerin oluşmasıdır. Uzmanların genel kanısı, bu lekelere östrojen hormonu ile ultraviole ışınlarının neden olduğu yönündedir. Bu soruna karşı alınması gereken önlem, her türlü havada dışarı çıkarken güneş kremi kullanmaktır.

Hamilelik ve emzirme döneminde özellikle önerilen kremler, kimyasal madde içermeyen koruma kremleridir. Bu kremler melesmanın çoğalmasını önleyecektir. Fakat krem kullanmasanız bile, doğum sonrasında lekeler kendiliğinden kaybolur.

Hamileliğin özellikle son dönemlerinde meme bezleri çalışmaya başlar ve meme başından kolostrum denen beyaz-sarı renkli süt gelir. Bu durumun anne adayının sağlığı açısından herhangi bir zararı olmamasına rağmen rahatsızlık verici olabilir. Rahatsızlık yoğunsa günlük göğüs petleri kullanılabilir. Bunun haricinde, meme başı ılık sabunlu bir bezle temizlenerek de sorun çözülebilir.

Hamilelik döneminin özellikle de ikinci yarısından sonra, sutyenlerin değiştirilmesi; memeyi alttan destekleyen, çok sıkmayan pamuklu çamaşırlar tercih edilmesi gerekir.

Vajinal akıntılar da hamile kadınları en çok rahatsız eden konulardan biridir. Hamilelik sürecinde vajinanın doğal florasında ve pH değerinde meydana gelen değişiklikler sonucu akıntı fazlalaşır, enfeksiyon ihtimali artar.

Eğer fazla miktarda sarı ve yeşil renkli, kötü kokusu olan akıntı meydana gelirse doktora gitmek gerekir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından gerekli görülürse ağızdan ilaç veya vajinal fitiller kullanılması tavsiye edilebilir.

Daha temiz ve rahat hissetmek için,bu dönemde günlük ped kullanılabilir Bu bölgenin nemli kalmasına neden olacak dar pantolonlar,sıkı ve sentetik çamaşırlar yerine; gebelik için özel hazırlanmış, genital ve karın bölgesinde sıkılık meydana getirmeyen kıyafetler ile rahat ve pamuklu çamaşırlar giyilmelidir.

Bunların yanı sıra, hamilelik esnasında vajinal duşlar önerilmemektedir.

Gebelik döneminde saçlara istenilen şekli vermek her zamankinden daha zor olabilir. Saçlar parlaklıklarını, canlılıklarını yitirirler. Saçların sık sık yıkanması ve saç tipine uygun bakım yapılması bu sorunu büyük ölçüde giderecektir.

Bunun yanında, artan hormon dengelerine ve özenli beslenmeye bağlı olarak çoğu anne adayının saçları bu dönemde daha sağlıklı olur. Fakat çoğunlukla doğum sonrası yoğun bir saç dökülmesi yaşanır. Buna rağmen genelde dökülen saç oranı, hamilelikte çıkan saç oranıyla doğru orantılı olduğundan aslında bir kayıp söz konusu değildir. Yine de bu durum sıkıntı yaratıyorsa, saçları hamilelik süresince kısa kestirmek daha sağlıklı saçlara kavuşmayı sağlayabilir.

Hamile kadınların tükürüklerinde bulunan ve diş minelerini etkileyen maddeler, bu dönemde diş çürümelerine sebep olur. Ayrıca dişlerin sağlamlığında rol oynayan fluor maddesi de yeterince sağlanamaz. Bu nedenle hamilelik döneminde hiçbir ağrı duyulmasa bile diş doktoruna düzenli olarak görünülmelidir.

Arada sırada dişleri bir antiseptikle çalkalamak da mikropların dişlerde yuvalanmasını önleyecektir

El ve ayak tırnakları gebelik sırasında donuk bir renk alır ve kolayca kırılır.Tırnakların katmanlarının ayrılmaması için güçlendiricili parlatıcı lardan kullanabilirsiniz.

Tırnaklarınızı üç günde bir havalandırmalısınız. Çünkü bu dönemde oje sürmek tırnağın kurumasına neden olur. Endişelenecek bir durum yoktur, çünkü doğumdan sonra tırnaklar eski haline dönecektir.

Egzersiz şekilleri

Hamilelik sırasında yapılan hafif egzersizler hem morali yükseltir hem de enerjiyi arttırır. Ancak herhangi bir spor aktivitesine başlamadan önce doktora danışmak gereklidir.

Tenis ve aerobik gibi zıplama gerektiren; kayak ve bisiklet gibi düşme riskinin yüksek olduğu sporlardan kaçınmak gerekir. Bunun yanında yürüyüş, hemen her anne adayı için uygun bir egzersiz biçimidir. Yüzme ise, hem fazla kiloların ağırlığını çok hissettirmeyeceği, hem de suyun kaldırma kuvveti sayesinde rahatlama sağlayacağı için iyi bir seçenektir. Özellikle son dönemlerde yoganın da, hem fiziksel hem ruhsal olarak hamile kadınlara çok yararlı olduğu söylenmektedir.

Vücut su kaybedeceği için egzersiz öncesi, sırası ve sonrasında bol bol su içmek gerekir. Herhangi bir sancı, vajinal kanama, vajinal akıntı, baş dönmesi veya nefes darlığı çekildiği takdirde, derhal yapılan spor bırakılmalı ve doktora başvurulmalıdır.