Grip hakkında en çok sorulan sorular ve yanıtlarını aşağıda bulabilirsiniz. Yanıtlar grip hakkında daha çok bilinçlenmenize ve gripten korunmanıza da imkan sağlayacaktır.

Grip ve soğuk algınlığı her ikisi de bir solunum yolu hastalıklarıdır. Fakat her ikisi de farklı virüslerden kaynaklanırlar. Grip sorunu, grip virüsü solunum sisteminizi etkilediği zaman ortaya çıkar. Yani boğazınız, burnunuz, bronşlarınız ve muhtemelen akciğerleriniz üzerinde etkileri olur. Soğuk algınlığı virüsü ise genelde sadece üst solunum yollarınızı ( burun ve boğaz ) etkiler.

Grip genelde soğuk algınlığına göre daha şiddetli bir hastalıktır. Grip ateş, vücut ağrısı ve bitkinlik gibi belirtilere yol açabilir. Soğuk algınlıklarında bu belirtiler nadiren görülür.

Gribin en bilinen belirtileri, ateş, bitkinlik, ağrı veya acı ve öksürüktür. Öksürük bronşlardaki tahrişten kaynaklanır. Grip genelde ilk 3 – 4 gün daha kötüdür. Öksürük daha uzun süre devam edebilir. İyileşme genelde 7 – 10 gün sürer. Bitkinlik sorununuz ise birkaç hafta devam edebilir.

Grip için sadece tek bir tedavi yoktur. Grip belirtilerini hafifletmek için birçok yöntem uygulanır.

Reçeteli grip ilaçları ilk belirtiler görüldüğü zaman daha iyi hissetmeye yardımcı olur. Belirtiler görüldüğü 48 saat içinde ilaç alınmalıdır. Fakat 48 saat sonra bile alınması belirtileri hafifletmeye yardımcı olur. Grip için otc ürünleri de kullanılabilir.

Dekongestanlar burun tıkanıklığı gibi sorunlarda rahat nefes almaya olanak sağlar. Salin nazal spreyler de ayrıca nefes yollarını açmaya yardım eder. Su ve meyve sularıyla hazırlanan karşımlar da öksürüğü hafifletmeye katkı sağlar.

4 yaşın altındaki çocuklarda öksürük için otc ürünleri ve soğuk algınlığı ilaçları kullanılmamalıdır. Eğer 4 – 6 yaş arasındaki çocuğunuzda grip veya soğuk algınlığı varsa ona ilaç vermeden önce hekime danışmalıdır. Reye sendromu riskine karşı 19 yaşından küçüklere aspirin içeren bir ilaç verilmemelidir.

Grip tedavisinde vücudu sıvısız bırakmamak gerekir. Bu yüzden bol sıvı tüketmek önemlidir. Bu oluşan mukusun yumuşamasına da yardımcı olur. Kahve, çay, kola gibi kafeinli içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Beslenmeye de dikkat etmek gerekir. Gripte iştah sorunu olabilir. Fakat yine de et suyu veya çorba gibi besinleri tüketmeye gayret göstermelidir.

Antibiyotikler gribi tedavi etmek konusunda yardımcı olmazlar. Antibiyotikler bakterileri öldürürler fakat grip veya soğuk algınlığına yol açan virüsleri öldürmezler.

Bununla birlikte grip bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve bakteriyel enfeksiyonlara kapı açabilir. Antibiyotik alımı konusunda hekime danışmak gerekir. Antibiyotik tedavisi bakteriyel bir enfeksiyon için gerekli olabilir.

Aşağıdaki belirtilerde hekime mutlaka görmek gerekir. Ayrıca bu belirtiler zatürre belirtileri olabilir.

Solunum zorluğu
Sürekli ateş
Kusma
Yutkunurken ağrı hissetme
Sürekli öksürük
Sürekli tıkanıklık ve baş ağrıları

Grip aşıları ölmüş virüslerden yapılır ve kişide gribe neden olmaz. Bununla birlikte aşı vücutta bazı durumları ( kas ağırı veya düşük bir ateş ) tetikleyebilir.

Ellerinizi sık sık yıkayın.

Öksürürken veya hapşırırken elinizin dışına veya kolunuzu bükerek içine doğru öksürün veya hapşırın.

Öksürürken veya hapşırırken diğer insanların olduğu yönden başka tarafa dönerek yapın.

Mümkün olduğunca elinizi göz, yüz ve ağız çevrenizden uzak tutun.

Ortak kullanılan şeylerin temizliğini düzenli olarak yapın ve kullandıktan sonra mümkünse ellerinizi yıkayın.

Grip mevsiminde veya soğuk havalarda kalabalık mekanlardan uzak durun.

Her sene grip aşırı olun. Aşı %100 koruma sağlamasa da gripten korunmanın en iyi yoludur.

Bağışıklık sisteminizi iyi destekleyen besinleri tüketin. Her renkten sebze ve meyveyi tüketin.

Düzenli olarak egzersiz yağın. Egzersiz yapan kişiler daha az gribe yakalanırlar. Gribe yakalansalar bile belirtilerini daha hafif yaşarlar.

Hayır. Alerjiler gripten etkilenmezler. Fakat astımlı kişilerde eğer gribe yakalanırlarsa zatürre gibi sorunlar daha fazla görülebilir. 6 aydan küçük bebeklerde, hamile kadınlarda, diyabetli, kişilerde, akciğer hastalığı olanlarda, nörolojik hastalığı olanlarda, kalp hastalarında ve yaşlı kişilerde komplikasyon riski daha fazladır.