Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından ‘Mesleki Yeterlilik' kapsamında 'Apiterapi - Arı ve Arı Ürünleri ile Tedavi' konulu konferansta Erzincan Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmosotik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Kılıç, konuşmacı olarak katıldı.
Kılıç, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Dölek, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hüsnü Aydeniz ile öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı konferansta arıların sosyal yaşamı, arı ve bal mucizesi, bal ve balmumu içeriği, balın tedavi edici ve antimikrobiyal özellikleri konularında, slayt eşliğinde bilgi verdi.

Balın Hipokrat zamanından bu yana çeşitli hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıla geldiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Kılıç, "Antimikrobiyal özellik gösterdiğinden balda mikrop üreyemez, bakteri ve mantarların üremesini önlüyor. Alman bir doktor tentürdiyot yerine balı tercih etmiştir, tentürdiyot yerine bal tercih edilebilir.'' dedi.

Şekersiz balın donmadığına dikkat çeken Kılıç, şöyle konuştu: "300 yıl boyunca bal kendini korumuştur. Balda insan vücuduna etki eden mikroorganizmalar yaşar ve bal doğal bir antibiyotiktir. Bir Türk doktor da kolon kanserini balla tedavi etmiş ve bu başarısı büyük yankı uyandırmıştır. Bal ayrıca, Yeni Zelanda' da diş çürümelerini önleyici olarak da kullanılmıştır, dişler balla korunabilir.''

'Zehri belirleyen miktarıdır' diyen Kılıç, "Bal, kan şekerini yükseltebilir ve fazla alındığında şeker hastasını komaya da sokabilir, ancak çay şekerine göre daha az yükseltir, bu nedenle çay şekeri yerine az miktarda bal alınabilir. Balın besleyici, yorgunluk giderici, enerji verici, cilde iyi gelen özellikleri yanında daha birçok yararları bulunuyor." dedi.