Barok sözcüğü latincede ''barocca'' denilen düzensiz inci anlamına geliyor. Bu düzensizlik inci gibi tam yuvarlak olmamaktan kaynaklanıyor. 16. ve 18. yüzyıllar arası gelişen barok üslup İtalya'da doğmuş ve Avrupa'daki katolik ülkeler tarafından da oldukça benimsenmiş mimari akımdır. İspanya, Avusturya, Almanya, Polonya gibi ülkelerde yine din temelli bir etkileşim yaratmak ve insanları bu gösterişli yapılarla içine çekmek için kullanılan mimariye sık sık rastlanır. Rönesansa karşı bir tepki niteliği taşıyan Barok mimarisi Rönesansın kesin formlarına ve antik Yunan mitolojisi taklitçiliğine karşı düzensizlik şeklinde bir algı yüklüyor kendine. Hatta Rönasansın etkisini kırıp Katolik halkı tekrar etkilemek amacıyla kilisenin görkemi yapısal olarak artırılıyor. Kaybedildiği düşünülen Hristiyanlık canlandırılmaya çalışılıyor.
Barok mimarisi elbette yine din üzerinde etki yaratma amacı taşıyor ama bunun yanısıra dönemin krallarının gücünü temsil eden bir anlayıştan da bahsetmek gerekiyor. Prensler, krallar yaptırdıkları yapının kendi gücünü gösteren görkemli, fazla süslü, işlemeli duvarları olan büyük gözalıcı havuzlu bahçeleri olan yapılar olmasına önem verirken bunu sadece halka değil diğer prensliklere de gösterme amacı taşıyorlardı. Paris'te bulunan Versailles Sarayı bu anlayışın en büyük örneği olan barok mimariye sahip bir yapıdır.
Barok mimarisinin en dikkat çekici ve ayırıcı özelliği elbette oval formlara sahip olmasıdır. Yüksek kasnaklı kubbeler, abartılı dış cephe, tavanda kullanılan freskler, ışık oyunları, gölge oyunları da barok döneminin karakteristik mimarisini bize örnekler. En başta söylediğimiz düzensizlik durumu bize burda asimetrik formlar ve hareketli çizgiler kullanan Barok üslubu hakkında küçük tüyolar veriyor. Elbette bunu en çok kilise örneklerinde görüyoruz. Örneğin Ortaçağ karanlığında oluşmuş soğuk Gotik mimariden sıyrılıp keyifli ve canlı bir üslup tercih etmiştir Barok mimarisi. Yine protestan kiliselerine nazaran daha gösterişli yapılan barok mimari tam olarak amacına uygun bir görünüm sergilemiştir. Mimarlar canlı görünümü elde etmek ve hareketi sağlamak amaçlı gölge oyunlarına ve teknik olarak muhteşem ışık yansımalarına başvurmuştur. Hatta bunları yanıltıcı ilizyonlar da takip etmiştir. Resim ve heykeli mimariden soyutlamadığımız Barok tarzında Gian Lorenzo Bernini, Francesco Borromini ve Pietro Da Cortona Barok mimarisinin temsilcileri olmuştur.