Dilbaz, normal gebeliğin kadınlarda yumurtanın olgunlaşarak atılması, dış gebeliğin ise döllenmiş yumurtanın rahim dışındaki bir yere yerleşmesi olduğunu anlattı.
Normal gebeliklerde yumurtanın "tüp" denilen bölümden geçtiğini anlatan Dilbaz, "Spermler önce rahim içine, oradan tüplere geçiyor. Tüplerde yumurtayla sperm karşı karşıya gelirse döllenme meydan geliyor. Döllenmiş yumurta tekrar rahmin içine geliyor. Yerleşirse normal gebelik gerçekleşmiş oluyor. Yumurtanın rahme ulaşamayıp, rahim dışında herhangi bir yere yerleşmesi, dış gebelik olarak tarif ediliyor. Bu olay yüzde 98 tüplerde ortaya çıkmakta, yüzde 2'lik kısmında ise yumurtalıklar, karın içi, rahim ağzı gibi değişik yerlerde görülebilmektedir" şeklinde konuştu.
Dilbaz, son yıllara dış gebeliğin daha fazla görüldüğüne dikkati çekerek, her kasık iltihabında tüplerde hasar oluştuğunu kaydetti.

"Beraber olunan eşlerin sıkça değiştirilmesi ve cinsel yolla geçen hastalıkların artması da dış gebeliklerin büyük nedenidir" diyen Dilbaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun dışında tüp bebek uygulanan hastalarda bile dış gebelik durumunu görebiliyoruz. Eskiden, bu kadar çok tanıma yöntemine sahip olmadığımız için oldukça fazla miktarda hasta söz konusuydu ama son yıllarda bu oran gittikçe düştü. Yalnız gördüğümüz dış gebelik sayısında bir artış var. Halkımızın rahim içi araç kullananlarda dış gebelik oranının arttığı yönündeki bilgisi kesinlikle yanlış çünkü bu araç rahme yerleştiriliyor. Bu da rahimde gebeliğin önlenmesi anlamına geliyor. Rahimde gebelik oluşmayacaksa doğal olarak tüplerdeki olasılığı artacaktır.

Sonuç olarak rahim içi araç, dış gebelik oranını arttırmıyor ama gebelik olacaksa da tüplerde olma olasılığı fazlalaşıyor."

Dilbaz, sigara kullanımının da dış gebeliği tetiklediğine işaret ederek, "Dış gebelikte en önemli amaç erken tanımaktır çünkü erken tanımazsanız hasta gerçekten sıkıntılı sürece giriyor. İncecik tüpün içinde dış gebeliğin olması sonucu tüp genişleyecek ve büyüyecektir. Bir bebeğin büyümesini sağlayacak derecede organ yapısı olmadığı için bir süre sonra delinme, patlama meydana gelecektir. Sonuçta damar ağızları açık kaldığı için karın içerisinde kanama olacaktır. Bu da hastayı kanamayla ilgili olarak ölüme kadar götüren sürecin içine sokacaktır" ifadesini kullandı.