#1
|
|||
|
|||
Kapalı Miyom Ameliyatı Nedir?
Kapalı miyom ameliyatı, diğer bir adı ile laparoskopik myomektomidir. Miyom, kadınlar arasında en yaygın karşılaşılan selim huylu tümörlerdir. Miyomların tedavisi için her zaman ameliyata ihtiyaç duyulmaz fakat cerrahi girişim gerektiren miyomlar için uygulanan en etkili yöntem de cerrahi girişimdir. Miyomların ameliyat edilmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden en yaygını da kapalı miyom ameliyatı yani, laparoskopik yöntemle ameliyattır. Ancak laparoskopik myomektomi, her miyom hastasına uygulanabilen bir operasyon olmadığı gibi, uygulanabildiği hastalar için oldukça avantajlı bir yöntemdir. Laparoskopik miyom ameliyatının açık yöntemle uygulanan miyom ameliyatından farkları:
Miyomlar rahim içinde yerleştikleri yere göre adlandırılırlar. Bunlar;
Endometrium tabakasının alt bölgesine yerleşmiştir. Endometriumu ittirdiği için adet döneminin düzensiz görülmesine sebep olmaktadır. Daha da büyüyerek bir sap şeklinde uzanıp rahimden hatta vajenden dışarı dahi çıkabilir (vajene doğmuş miyom). Ancak sapı kendi çevresinde dönerek, çeşitli kanamaların görülmesine sebep olabilmektedir. Bunun yanı sıra düşük yapma tehlikesi de arttığından dolayı, cerrahi açıdan bu tür miyomlar çıkartılarak temizlenmelidir. Bu işlem histereskopi olarak ifade edilen cihaz yardımı ile vajenden girilerek miyomun sapının kesilmesine dayanır. İntramüral Miyomlar (rahmin orta tabakasında): İntramüral Miyomlar genel olarak uterin duvarı içerisinde gelişmeye devam eder ve bu noktadan büyümeye başlar. İntramüral miyomlar, diğer miyom çeşitlerinin içerisinde en fazla rastlanan tipidir. İntramüral Miyom büyüdüğü zaman, uterusun normaldan daha büyük olduğunu hissettirir ve bu durum bazı zamanlarda kilo alma veya hamilelik ile dahi birbirine karıştırılabilir. Bu tarz miyomlar, aynı zamanda “çoklu semptomlara”da sebep olabilmektedir. İntramüral miyomlar ile beraber görünen semptomların bir kısmı, menstürel devrelerin uzamasına neden olan aşırı menstürel kanamalara ve pıhtılaşma problemleri ile beraber, miyomun büyümesi ile alakalı olarak çevresinde bulunan organlara yapılan ek baskı sonucu, pelvik ağrısına ve bunun neticesinde çok fazla çıkma ve baskıya neden olabilirler. Subserozal Miyomlar (rahmin dış tabakasında): Uterusun dış kısmında ve uterin duvarının üzerinde gelişimine devam ederler. Subserozal tip miyomlar, dışa doğru gelişmeye ve büyümeye hızlı bir şekilde devam ederler. Daha çok yapılan muayene esnasında, tesadüfi bir şekilde tespit edilir. Subserozal miyomun büyümesi ile beraber, çevresinde bulunan organlar üzerinde ilave baskı oluşturur. Bu sebepten dolayı, semptomları genel olarak aşırı menstürel kanama veya bir kadının tipik menstürel akıntı interferansı şeklinde olmaz. Ancak bu tip tümörler, pelvik ağrısı ve baskısına sebep olurlar. Miyomların sertlik ve şiddetleri ile bulundukları lokasyona ile alakalı olarak, ağrı ve baskının yanı sıra başka riskler ile de karşılaşılabilmektedir. Bunlar daha çok rahime ince veya kalın bir sap ile bağlı olarak, rahimden ayrı bir kitle şeklinde görünmektedirler. Saplı Miyomlar: Submukozal, intramüral ve subserozal miyomları da içeren değişik tür miyomlar içerisinde, saplı miyomlar da yerini almaktdır. Saplı Miyomlar bir sap üzerinde büyür ve bunun sonucunda saplı submukozal miyomlara veya saplı subserosal miyomlar şekline dönüşür. Bu miyomlar, uterus içerisinde büyür ve aynı zamanda uterus duvarı dışında da büyüme eğilimine sahiptirler. Saplı miyomlar ile beraber saptanan semptomlar, bazen miyom sapının üzerinde dönmesinden kaynaklanan ağrı ve baskıya sebebiyet verebilirler. Eğer miyom kendi çevresinde dönerse, sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve miyom nüvesinde “dejenerasyon” ortaya çıkar. Miyomun sapı geniş bir tabana oturmuş olması halinde ise, buna “sessile tipte miyom” ismi verilir. Miyom ameliyatından sonra miyomların tekrar oluşması mümkün müdür? Açık yöntemle yapılan miyom ameliyatında olduğu gibi, kapalı yöntemle yani laparoskopik myomektomi yöntemi ile de miyomların ameliyattan sonra tekrar oluşma riski mevcuttur. Yeniden miyom oluşma riski operasyon aşamasında 35 yaşından genç olanlarda ve çok sayıda miyom mevcudiyetinde artmaktadır. Ancak miyom ameliyatı bir ya da iki miyom sebebiyle yapılıyorsa tekrarlama riski daha düşüktür. Şayet ilerleyen yıllarda yeniden miyom gelişimi gözlemlenirse, bu miyomlar çoğunlukla ameliyat gerektirmezler. Laparoskopik (kapalı) miyom operasyonundan sonra:
Miyomların ilk olarak cerrahi bir girişimle alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastanın durumuna ve miyomun özelliklerine göre doğru yöntemin belirlenmesi oldukça büyük önem teşkil eder. Şayet herhangi bir bası ya da kanama söz konusu değilse, miyomda kötü huylu tümör şüphesi mevcut değilse operasyon yapılması tercih edilmez. Ancak aşırı kanamalara sebep olan, hastanın hamile kalamamasına yol açan, ağrı yapan miyomların alınması gerekmektedir. Hastanın yaşı bu noktada oldukça önem teşkil eder. Şayet hastanın yaşı ilerlemiş ise, menopoz dönemi yaklaşmış ise, miyomun büyümesinin duracağı düşünülerek ameliyat ertelenebilir. Şayet hasta daha genç yaşlarda ise rahmin korunması açısından kapalı yöntemle miyom ameliyatı yapılabilir. Bu operasyonda kapalı yöntemi yapacak olan uzmanın tecrübeli olması oldukça önemlidir. |
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |