Gullbabici - Hayata Dair Herşey  

Go Back   Gullbabici - Hayata Dair Herşey > Kadın, Anne & Çocuk Sağlığı > Kadin Doğum
Kayıt ol Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
  #1  
Alt 11-11-2014, 06:18 PM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Çok normal bir doğum hikayesi...

Minik bebeği Civan'ı kucağına alan Tuba Ünsal Vatan Pazar'daki yazısında doğum hikayesini anlattı.








İkinci çocuk gününden önce gelir, hele bir de erkekse sen bir ay önce beklemeye başla” diyorlar. Eşimin yanımıza geleceği güne kadar gelmese iyi olur, yalnız başıma acıların kadını gibi doğumhaneye girmek istemiyorum. Günler geçiyor ve “diyorlarcılar”ın söyledikleri hiçbir şey doğru çıkmıyor. İşte nihayet o gün geliyor, havaalanına koca göbeğimle karşılamaya gidiyorum eşimi. O güne kadar her gece yatağa “Şükür bugünü de atlattık” diye girmişken sonunda Civan Bey’in gelmesi için tüm şartlar hazır oluyor. Sevgilimin geldiği gece sancılarım başlıyor ve kasılmalar beş dakikada bire inince apar topar hazırlanıp bir yandan da “Vay canına babasını beklemiş sıpa” diyoruz. Sevgilim jetleg ve nerdeyse o gelir gelmez soluğu hastanede alıyoruz. Hastaneye vardığımızda saat gecenin ikisi... Önce kayıt ve hemşirelerin sorgu sual faslı, doğum hemşiresinin hazırlıkları derken sabaha karşı kendi doktorumun gelmesiyle doğumun başladığını, rahim ağzının 4 cm açık olduğunu anlıyoruz. Heyecanlıyız, sürekli gülüyoruz birbirimize. İşte o gün bugünmüş. Sonra sancılar azalıyor. Doktorum “İstersen suni sancı verebiliriz ve doğumu hızlandırırız ya da evine gidersin beklersin, dayanamayacağın noktada da geri gelirsin hastaneye” diyor.

Eve gitmeyi tercih ediyoruz. Uyuyoruz ve her şey geçiyor. Sancılar, kasılmalar, her şey bitiyor. Resmen uyuyup uyanıyorum ve doğum belirtileri kalmamış. Yanlış alarm.




Aradan geçen 10 gün...

Tam 10 gün 4 cm açıkla dolanıyorum, doğum başlamıyor. Şaşıp kalıyorum bu işe, ‘nişan gelmesi’ denen hadiseyi de yaşıyorum ama hâlâ tık yok. Israrla her şeyin en normal seyrinde gitmesini istiyorum. Sonunda doktorum “40’ıncı haftan 20 Kasım’da doluyor. Bebek şu anda 3.5 kilo daha fazla büyürse zorlanırız, hem 4 cm açıkla daha ne kadar dolaşacaksın. Ama yine de sana kalmış” diyor. Ah işte bu en korktuğum şey. Sare 2.9 kilo doğmuştu, karnımdaki cüce şu an onun 1.5 aylık hali kadar ve daha da büyüyecek gibi. Karar veriyoruz, daha fazla beklemiyoruz ve 21 Kasım sabahı hastaneye yatıyorum. Suni sancı ile doğumu başlatacaklar.






Doğumhanede yaşadıklarım

Doğumhaneye alıyorlar, koluma damar yolu açıp yavaş yavaş ilaç veriyorlar. Epidural anesteziyi soruyorlar, henüz ihtiyacım olmadığını söylüyorum. Ağrı eşiğim çok yüksek, gıkım çıkmıyor! Bu ağrıları senelerdir yaşadığım FMF hastalığının atakları sırasında çok çektim ben. Resmen doğum sancısı yaşamışım yıllarca, doğum yapıp çekince acıyı anladım, yahu bu bizim FMF atağı... Ağrılar geldikçe nefes alıp kendi çapımda olayı kontrol etmeye çalışıyorum, doğumda sakin kalmayı ve gülümseyerek bebeğimi karşılamayı becermeye çalıyorum. Sakin kalmaya çalışırken ben, elinde uzun bir çubukla yanıma gelen hemşirenin ne için geldiğini anlıyorum “Sıkıysa şimdi sakin kal Tuba...” Hastaneye ilk gelişimde anlatmışlardı bu hadiseyi, su kesesini patlatıp doğumu hızlandırmak istiyorlar. “Acımayacak, saçını kestirmek gibi bir şey” diye anlatıyor sempatik servis doktoru kadın. Şu hayatta kimse, o işlemin saç kestirmekle aynı şey olduğuna inandıramaz beni. Yahu bekleseydik falan diye gevelesem de kar etmiyor. “Daha epidural takacağıdııııııık” demeye kalmadan ben çubuk yavaş yavaş giriyor ve “pulump” diye bir sesle, sıcak sular süzülüyor bacaklarımdan. İçerideki cüceyi hayal etmeye çalışıyorum, aylarca içinde takıldığı su bir anda çekiliyor, küvette keyif yaparken tıpası çekilmiş gibi altından sular gidince kimbilir ne şaşırmıştır. “Ne oluyoruz oluum?”




Korkulu rüyam epidural ve sonrası

Gözüm sürekli kasılmaları kaydeden monitörde, inip çıkan grafiğe gözüm takılıyor, eğriler baya yükselmiş ve sıklaşmış durumda. Sevgilimin gözü bende ama gıkım çıkmıyor. Bir anda acılar felaket bir hızla artıyor, bayılacak gibi hissediyorum. Hemşireyi çağırıp “Tamam artistlik zamanını geçiyorum, epidural alabilirim” diyorum. “Niye o kadar bekledim ki, yine zamanlamayı tutturamadım” diye de kendi kendime kızıyorum. Sonunda anestezist geliyor, sırtıma kateteri takarken o ana kadar tuttuğum göz yaşları pıtır pıtır düşüyor, korkuyorum ben bu epiduralden. Canım acımıyor, sadece b.k var gibi okuduğum salak doğum hikayelerindeki kötü senaryolar aklıma geliyor. Binde bir ihtimal olan felç kalmalar, vücudunun yarısı uyuşup diğer yarısına etki etmeyen ilaç falan, içim pır pır ediyor. Neyse ki mutlu sona eriyorum hiçbir şey olmuyor, ayaklarım hâlâ kıpırdıyor ve kısacık bir sürede işlem bitiyor. Artık huzura eriyorum, ağrı sızı yok, ama garip bir sarhoşluk, duyguları kontrol edememe hali yayılıyor vücuduma. Müzik dinlemek iyi gelir diyorum Göksel’in “Acıyor” şarkısını seçiyorum, bu manidar seçimin doğru seçim olmadığına kanaat getirip efkarlı halimden sıyrılıyorum. “En iyisi ben uyuyayım” diyorum, sevgilimin şaşkın bakışları arasında bir güzel uyuyorum, o halde bile uyumayı başarıyorum.




Hanımefendi doğuruyorum bir zahmet el atsanız

Başımdaki hemşireler çok tatlılar, sürekli gülümseyip destek olmaya çalışıyorlar, Californialılara özgü sahte bir sempatiklik de değil üstelik, samimiler. Uykumdan sıçrıyorum vallaha da geliyor, billaha da... Hissediyorum. Hemen hemşireye söylüyorum, Sare’de de böyle olmuştu, hemşireleri ben uyarmıştım ve daha zamanın var demelerine rağmen 10 dakikada doğurmuştum bücürü. Şimdi de hissediyorum, geliyor. Orta yaşlardaki hemşire rahim ağzını kontrol ediyor ve haklı olduğumu, doğumun başladığını 9 santime geldiğimizi söylüyor.


Apar topar sempatik servis doktoru kadın geliyor, o sırada sancı geldiğinde diğer hemşirenin elini sıkıyorum ki ıkınma olmasın ve kontrolsüzce doğum başlamasın, ama bu çok zor bir durum. Üç şişe su içip iki tur atıp tuvalette çişini tutmak gibi bir şey. Benim doktor gelene kadar düzeni hazırlıyorlar, sevgilim elimi tutuyor, “push push” olayı başlıyor. İtiraf edeyim ne kadar ciddi bir doğum hadisesinin göbeğindeysem de bu kelimeler beni çok eğlendiriyor, doktor ve hemşireler “push push” dedikçe beni bir gülme alıyor, ama gülemiyorum tabii o sırada. Bu arada doğurduğuma inanmayan doktorumu da ikna ediyorlar ve sonunda kendisi teşrif ediyor ve beş altı ıkınma sonra bebeğimiz geliyor.


Bu karnımdan çıkmış olamaz

Kocaman bir bebek, üstelik tertemiz, yani öyle üzeri yapış yapış sıvı falan kaplı da değil. Kucağıma veriyorlar ben şaşkınım, sevgilim de öyle. Sanırsın ki ikimiz de ilk kez yaşıyoruz bu durumu. Ağlıyorum, gülüyorum... “Karnımda takılan ufaklık bu koca bebek olamaz, bu içeriden olup da çıkmış“ diye düşünüyorum. O kadar tatlı ki hemen kıvrılıyor göğsüme. Ben salya sümük ağlarken şu lafımı da güzelce yemiş oluyorum “Doğurur doğurmaz anne olup ağlamak diye bir şey yok, o sırada hiçbir şey hissetmiyorsunuz, annelik zamanla içinize yerleşiyor.” Bu laf ikinci doğum için geçerli değilmiş, anne olan kadının doğum tecrübesi bir başka oluyormuş. İlk kez kucağınıza aldığınızda hasretle bir kucaklaşma hadisesi, süper duygusal bir an, havada ucuşan arabesk melodiler, sel olup akan göz yaşları... Evladınız o sizin artık, canınız, parçanız, her şeyinizi vereceğiniz kişi... Aklınıza gelebilecek bu durumu anlatan her türlü hisli tanım... İşte ben böyle ikinci kez anne oldum, ilk bakışta, ilk saniyede...
Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç  Cevapla


Forum Bilgilendirme Linkler
Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir.
tuzla escort seks hikayeleri seks filmi izle ... bursa escort bursa escort bursa escort ... sincan escort kızılay escort rus escort etlik escort beylikduzu escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti eryaman escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno Casibom hack forum Onwin Onwin giriş gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri gaziantep escort Canlı bahis siteleri escort escort escort travestileri travestileri Escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com etlik escort etimesgut escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan sincan escort otele gelen escort antalya rus escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108