Bunu şu an elinizde kalem varken okuyorsanız. Bir iyilik yapın. Kalemi alın ve azgını doğru yöneltin. Surat ifadenizin nasıl değiştiğini göreceksiniz. Olumlu ya da olumsuz. işte araştırmalar bunu gösteriyor. Yaptığımız şeyler bizim duygularımızı etkiliyor. Bu bir kalem tutuşta da olabilir, gülerken de olabilir yada bir ayıdan kaçarken de olabilir.
Gülen bir insana baktığımızda mutlu olduğunu yada kaçan bir insan gördüğümüzde korkak olduğu çıkarımına varırız. yani araştırmacı dilinde yazarsak eğer hissettiklerimiz bir üründür, sonuçtur. Yaptıklarımız ise neden, sebep olan şeydir. Yani her gülen mutlu değildir diyebiliriz. Aslında hissettiği şeye verdiği dönüktür bu gülme. Çünkü her insanın her şeye tepkisi farklıdır. Kimi insan sinirden güler kimi korkudan, kimi çılgınlıktan. Ama verdiklerini ürün’ gülme ‘ eylemidir.
Ancak Yapılan araştırmalar şunu göstermiştir ki aşırı gülen insan psikolojisinin altında yatan neden onun içten içe büyük üzüntüler yaşıyor olmasıdır.
İşte bu durum hayata bakış açılarıyla ilgili bir noktaya dikkat çeker. Yani insanlar hep iyi görünme, tabiri caizse ‘kool’ olma, insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakma peşindedir. Her ne kadar içlerinde fırtınalar kopsa da bunu yansıtma eğiliminde değildirler. İşte bu durumda hissettiklerinin zıttını dışa vurma eylemiyle anlaşılır. Yani dediğimiz gibi her kaçan korkak, her gülen mutlu değildir aslında. ‘Hiçbir şey göründüğü gibi değildir’ sonucuna varılır.