Sosyal anksiyete, bulunduğu toplum içinde diğer insanların yanında insanın kendisini endişeli ve sinirli hissetmesi haline verilen addır. Bu durumun oluşmasına sebebiyet veren düşünce ise; insanların yanında konuşurken bir seminerde konuşuyormuş edasında bütün gözlerin üzerinde olduğu hissinin yoğun olarak yaşanması ve konuşulduğu takdirde bir aşağılanma eylemine girişilecekmiş gibi hissedilmesidir.

Sosyal Anksiyete'nin Belirtilerini Şu Şekilde Sıralayabiliriz:

Bu belirtiler sosyal anksiyete bulunan insanlarda yoğun ve tepkili şekilde yaşandığından genelde antisosyal olarak sınıflandırılırlar. Bu durumun oluşum sürecini ise; ebeveynler tarafından reddedilme hissi ve arkadaşlar tarafından alay edilme gibi çocuklukta yaşanan olgulardan etkilenmesi olarak açıklayabiliriz. Çocuklukta yaşanan bu durumlar utangaçlığın gelişimine sebebiyet verirken, ergenlik döneminde ciddi arkadaş baskısıyla karşılaşıldığı takdirde sosyal anksiyete olarak gerçekleşir.

Bu teşhis konan hastalar genellikle bedensel rahatsızlıklarından ötürü dahiliye uzmanına götürülür. Yapılan tetkikler sonucu bir hastalık çıkmadığında yönlendirilen psikiyatrist uzmanı tarafından tanı konulur. Tedavi sürecinde Amerikan Psikiyatri Derneği'nin yayımlamış olduğu kılavuz kullanılmaktadır. Çoğunlukla anksiyete tanısı koymak için hastalarda bu durumların var olup olmadığı kontrol edilir. Çocukların bu durumların bir tanesinin olması yeterli görülmektedir.
Tedavide ilaç ve psikoterapi uygulanmaktadır. Hastalığın orta şiddetli evresini yaşayan bireylerde sadece psikoterapi bile yeterli olabilmektedir. Daha şiddetli hastalarda yoğun ilaç uygulaması ve psikoterapi seansları düzenlenerek hastalığı yok etmek amaçlanmaktadır.