Bütün ilişkilerin temelinde “sevme ve sevilme gereksinimi” yatar. Anneniz, babanız ya da öğretmeniniz “Seninle gurur duyuyorum” dediği zaman ne kadar mutlu olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Gelin hep birlikte hatırlayalım!

Genellikle sevilme duygusuna, başarılı dönemlerimizden çok başarısızlık dönemlerimizde ihtiyaç duyarız. Ebeveynin güvenini kazanmak her çocuk için çok önemlidir.
Öz güvenin en kolay geliştiği yer aile ortamıdır. Aile içinde kullanılan her sıfat çocuğun geleceğini olumlu ya da olumsuz yönde etkiler.
Olumsuz Sıfatlar: Sen aptalsın, sen başarısızsın, neyi başarabildin ki, sakarın tekisin!
Olumlu Sıfatlar: Sen her zaman en güzelini yaparsın, benim akıllı kızım, zaten sen çok zeki bir çocuksun, aferin sana!
İki sıfat arasındaki farklılık apaçık ortada, bu sözler daha önce duyduğunuz belki de, şu anda kullandığınız sıfatlar olabilir. Hiç düşündünüz mü? İstediğiniz anda daha fazla kendine güvene sahip olabilseydiniz neler başarabilirdiniz? Bilinçsizce söylenmiş o sözler olmasaydı şu anki hayatınız nasıl olurdu?
Olumsuz sıfatları duyan çocuklar; dış dünyada karşılaştıkları başarısızlıkları büyütür ve derin yara alırlar. Hatırladıkları ilk şey anne-babasının ”sen aptalsın” sözüdür. Çocuğun zihninde kayıtlı bu söze bir de yaşayarak öğrendiği başarısızlık eklenince bu olay, kimliğiyle özdeşleşir ve değiştirilemez hale gelir. Çocukluk dönemlerinde gelişen bu olumsuz inancı silip yerine pozitif inancı eklemek artık mümkün.
Olumlu sıfatları duyan çocuklar; karşılaştıkları sorunları başarısızlık olarak gözlerinde büyütmez, eleştiriyi kendi benliklerine değil, yanlışı nerede yaptıklarıyla ilgilidirler. Çünkü onlarda oluşan inanç pozitiftir.
Dünyaya yeni gelen bir bebeğin ne geçmişi hakkında, ne algısıyla, ne de dünyayla ilgili hiçbir fikri yoktur. Bebek çevresindeki diğer insanların kendisine davranışlarıyla öz değer duygusunu oluşturmaya başlar. Özellikle annenin bebeğini beslediği süreç çok önemlidir. Bebekler annelerinin kendileriyle birlikteyken paylaştığı temel duyguları algılarlar. (sevgi, şefkat, öfke, kaygı, üzüntü gibi)
Bebeğin dış dünyayı; güvenilir, sıcak veya güvenilmez, soğuk bir yer olarak algılaması anne ile bebeğin duygu alışverişinin kalitesine göre şekil alır. Anne, bebek için dünyayı tanıma penceresidir. Özgüven duygusunun ilk temelleri annenin bebeğini emzirdiği iletişim sırasında başlar. Anneyle yaşadığı doyumlu bir ten teması bebeğin güven duygusunu geliştireceği gibi ileride huzurlu ve sakin bir birey olmasına da neden olacaktır.
Unutmayın!
Her çocuk kendine özgüdür.
Eğer siz çocuğunuzun bireysel özelliklerine değer verirseniz o da kendi varlığına değer verecektir.
Çocuğunuzu bir konuda teşvik etmek istiyorsanız kendisinin daha önce yapmış olduğu bir olayı hatırlatın ve onu destekleyici sözler söyleyin.
Gerçekçi Olun!
Çocuğunuzun hangi alanlarda iyi, hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu gerçekçi bir biçimde değerlendirin.
Zayıf olduğu alanlarda onun için güvenli bir ortam oluşturun ve kendisini denemesi için fırsat verin.
Çocukların iyi yapabildiği özellikleri mutlaka vardır.
İlgi duydukları alanlarda kendilerini daha iyi ifade edecekleri için o alanlarda gerekli koşulları sağlamaya çalışın.
Özgüveni Olan Kişiler
• Kendini ve duygularını açıkça ortaya koyar.
• Gerektiği yerde kendini över, ancak başkalarını küçümsemez.
• Başkalarının olumlu özelliklerini görür ve ifade eder.
• Haklarını korur, başkalarının hak ve duygularını göz ardı etmez.
• Seçimlerini kendi amaçları doğrultusunda yapar.
Sonay Ergene
Kişisel Gelişim Uzmanı