#1
|
|||
|
|||
Kızlar sorunlarını konuştukça stres seviyeleri artıyor
Çocukluktan ergenliğe geçişte depresif belirtilerde ve bozukluklarda ciddi bir artışın olduğu bilinmektedir. Leuven Üniversitesi’nden Bastin ve ekibi, kişinin hayatında önemli işlev kısıtlamalarına yol açabilecek bu depresif semptomların önceden tespit edilip önlenebilmesinin önemine değiniyorlar ve bu amaçla bir araştırmaya başlıyorlar. Yayımladıkları çalışmalarında*, yaş ortalamaları yaklaşık 12 olan (9-15 yaş aralığında) ergenlik dönemindeki kız-erkeklerin 1 yıllık süre içerisinde, kişilerarası strese maruz kalma (yakın bir arkadaş ile tartışma ya da aile üyelerinin hastalanması) ile gelişecek depresyonun, ruminasyon ve birlikte ruminasyon (İng.; co-rumination) gibi depresyona yatkın hale getiren düşünme biçimlerinden nasıl etkilendiğini inceliyorlar. Araştırmacılar ruminasyon ve birlikte ruminasyonun depresif belirtiler ile arasındaki ilişkinin daha önce yapılan araştırmalarca gösterildiğini, fakat yatkınlığı tetikleyen bir strese maruz kaldıktan sonra psikopatoloji gelişeceğini öne süren stres-yatkınlık modeli çerçevesinde bu konunun incelenmediğini öne sürüyorlar. Yanıt Biçimleri Teroisine (İng., Response Styles Theory) göre, ruminasyon, kişinin dikkatinin depresif belirtileri ve bunların sonuçlarına odaklanacak şekilde davranması ya da düşünmesidir. Ruminasyonun, depresif belirtilerinin yoğunluğunun ve süresinin artmasına sebep olduğu bilinmektedir. Saplantılı düşüncelere dalma bu durumun bir örneği sayılabilir. Bu tarz düşüncelerde kişi şu anki durumunu pasif bir biçimde önceki başarılamamış-tamamlanmamış standartlarla karşılaştırır; örneğin: araştırmada bu özelliği ölçmek için kullanılan bir soru “ben bu durumu hak edecek ne yaptım?” şeklindedir. Birlikte ruminasyon ise bir problemi başkaları ile aşırı bir biçimde tartışma ve bu esnada olumsuz duyguya odaklanmadır. Birlikte ruminasyonun yüksek arkadaşlık kalitesi ile ilişkili iken eş zamanlı ya da ileride görülebilecek depresif belirtilerle de ilişkili olduğu belirtiliyor. Araştırmacılar, çalışmalarını erken ergenlik dönemindeki gençler ile yapıyorlar. Çünkü, bu dönemde depresif belirtilerin ve stresin artış gösterdiğini ve ruminasyon gibi bilişsel stillerin geç çocuklukta yerleşik hale geldiğini söylüyorlar. Ayrıca, erken ergenlik döneminde, ilk flörtlerin yaşandığını ve ilişkilerin daha karmaşık ve stresli bir hal aldığını, dolayısıyla başkaları ile problemleri hakkında daha fazla konuşmaya başladıklarını belirtiyorlar. Bir yıl boyunca, ilk ölçümlerden sonra 3., 8. ve 12. aylarda 5. ve 7. sınıf öğrencilerinden kendi kendilerini değerlendirdikleri bazı ölçekler doldurmalarını istiyorlar. Örneğin, akranları ile birlikte yaptıkları ruminasyonu ölçmek amacıyla arkadaşlarıyla ne kadar sıklıkla problemlerini tartıştıkları, başka aktivitelerde bulunmak yerine problemi tartışıp tartışmadıkları, arkadaşlarının tartışma esnasında destekleyici olup olmadıkları, kendisinin arkadaşlarını destekleme becerisi, sorunun sebepleri ve sonuçları hakkında spekülasyon üretip üretmedikleri ve son olarak da olumsuz duygulara odaklanıp odaklanmadıkları sorgulanıyor. Kızlar varolan durumun düzelmeyeceğini düşünüyor Çalışmanın sonuçları öncelikle, yüksek düzeyde kişiler arası stresin bir yıllık süre boyunca depresif belirtilere yol açtığını göstermiş. Ayrıca, saplantılı düşüncelere dalma eğilimi yüksek olan ergenlerin stres yaratan kişiler arası sorunlar yaşadıklarında, bu eğilimleri daha az olan yaşıtlarına göre daha çok depresif belirtliler gösterdikleri bulunuyor. Cinsiyet farkı incelendiğinde ise, daha çok birlikte ruminasyon yapan kız ergenlerin kişilerarası stres durumlarında depresif belirtilerinin arttığı görülüyor. Bu örüntünün erkeklerde tam tersi yönde olması araştırmacıları şaşırtıyor; başkaları ile birlikte daha az ruminasyon yapan erkeklerin stres durumunda daha fazla depresif belirtiler geliştirdikleri görülüyor. Araştırmacılar, kızlar için birlikte ruminasyonun stres durumlarının etkisini artmasına yol açarken, erkeklerde koruyucu bir etkisinin olduğu sonucuna varıyorlar. Ancak, bu farklılık için olası açıklamalarından bir tanesi "kız ve erkeklerin akranları ile yaptıkları ruminasyonların içerik olarak birbirlerinden farklı olabileceğidir" diyorlar. Örneğin, erkekler birlikte ruminasyon esnasında sorunun nasıl çözüleceğine odaklanırken, kızların daha çok sorunun değiştiremeyecekleri tarafına odaklanıyor olabilecekleri gibi. Bu bulgu, özellikle depresif belirtilerin ortadan kaldırılmasına yönelik müdahalelerde kız ve erkek ergenler için farklı yöntemlerin geliştilmesi ve denenmesi gerektiğine işaret ediyor. Ancak, birlikte ruminasyon yapma ile sosyal destek vermenin birbirine karıştırılmamasının altını çizmek gerekiyor. Bilinmektedir ki sosyal destek depresyon belirtilerinin azalmasındaki önemli bir etkendir. Araştırmanın bulguları genel olarak ise ruminasyon odaklı Bilişsel Davranışçı Terapilerin depresif belirtilerin azaltılmasında etkili olabildiğini gösteren hem klinik gözlemlere hem de araştırmalardan gelen bulgulara destek sunuyor. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |