Güler, bağışıklık sisteminde vitamin ve minerallerin önemine dikkat çekti. Son yıllarda yapılan araştırmaların; antioksidan ve vitaminlerin, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hücre zarı, doku hasarına yol açan serbest radikalleri vücuttan uzaklaştırdığını bildirdi.

Bu sayede vücut direnci arttığını dile getiren Güler, böylelikle enfeksiyonlara yakalanma riskinin azaldığını kaydetti. Vücut direncini arttırmak için omega3 ve omega9 yağ asitlerinin alımına dikkat edilmesi tavsiyesinde bulunan Güler, şu önerileri paylaştı:

"Omega3'ten zengin olan balığı hafta 2-3 kez tüketin. Savunma sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma, greyfurt gibi meyvelerin tüketimi önemlidir.

E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırır, A vitamininin okside olmasını da engeller. E vitamininin iyi kaynakları olan yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve kuru baklagiller yeterli miktarda tüketilmelidir.”

“B12 vitamini, magnezyum, demir, kalsiyum ve posa açısından zengindir. Aynı zamanda yüksek oranda E vitamini içerdikleri için bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde etkilidir. Ceviz, fındık ve bademin içeriğinde yağ olarak en fazla tekli doymamış yağ içermesiyle kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı ve kalp sağlığı için de iyi birer besin kaynağıdırlar.

Güne mutlaka kahvaltı ile başlayın. İmkanlar dahilinde mutlaka 3 ana 3 ara öğün yapılmalıdır. Asla tek çeşit beslenmemelidir. Gün içerisinde sebze ve meyve tüketimine dikkat etmeliyiz.”

“Su içmek mevsim geçişlerinde çok önemlidir. Yazın sıcaklar nedeniyle rahatlıkla içtiğimiz suyu kışın rahatlıkla tüketemeyiz. Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel direğidir. Soğuk havada su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz azalır ancak su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gerekmektedir. Metabolizmanızı çalıştırmak için susamasanız bile günde 2-2,5 ( 10-14 bardak) litre su tüketilmesi gerekmektedir. Su mevsim geçişlerinde cilt kuruluğunu önleyecektir."

Güler, son yapılan bilimsel çalışmalar ışığında insanların besin alımlarının yüzde 1 oranında arttığı, enerji harcamalarının ise yüzde 13 azaldığının saptandığına dikkat çekti. Bu durum da şişmanlık problemini ortaya çıkardığını diye getiren Güler, şöyle devam etti:
"Mutlaka hayatımıza sporu eklemeliyiz. Gün aşırı olacak şekilde en az yarım saat aktivite yapmalıyız. Havanın güneşli olduğu günlerde D vitamini için 20-25 dakika kadar güneş ışığından direkt olarak yararlanmaya çalışmalıyız."