#1
|
|||
|
|||
Burun Düşmesi Tehlikesiyle Karşılaşmayın
Estetik cerrahide geliştirilen yeni teknikler, burun estetiği operasyonu sonrası yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırdı. Burun estetiği sonrasında burun ucu düşmesi sorunu artık yaşanmıyor. Doç. Dr. Cenk Şen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Rinoplasti (estetik burun cerrahisi) ameliyatları günümüzde artık burnu ciddi anlamda küçültmekten çok şekillendirme ve doğal bir görünüme kavuşturma ameliyatları olarak görülüyor ve uygulanır. Rinoplasti isteğiyle başvuran hastalarımızda uzun bir görüşme süreci sonunda yapılacaklar planlanır. Tabi bu süreçte hastalarımızın bir takım beklentileri ve sorunlarıyla karşılaşırız. Rinoplasti yani “ estetik burun cerrahisi” isteğiyle doktora başvuran hastaların büyük bir kısmı “acaba ameliyat sonrasında burnumda düşme olacak mı?” kaygısını taşır. Neredeyse bir şehir efsanesine dönüşmüş bu korkunun oluşumunda bir takım gerçekleri de göz ardı etmemek gerekir. Estetik burun ameliyatlarında, son yıllarda dünyada ve ülkemizdeki değişim öncesinde bu tarz problemlerle karşılaşmak daha mümkünken artık hiç karşılaşmadığımızı söyleyebilir. Düşük Bir Burun Ucu Kemeri de Belirginliştirir Burun, yüzün en önemli estetik yapısı olarak kabul edilmektedir. Burun yapısı ve “karakteri” de büyük oranda burun ucunun pozisyonu (tip projeksiyonu) ve şekil ile ilgilidir. Yapılan bilimsel çalışmalarda rinoplasti isteğiyle hekime başvuran hastaların yaklaşık %72’ sin de burun ucunda düşüklük saptanmıştır. Burun ucu ile burun sırtı ya da kemerin birbiri ile ilişkisi, cerrahi planlamada oldukça önemlidir. Düşük bir burun ucu, göreceli olarak kemeri daha dikkat çekici hale getirebilir. Bu gibi durumlarda sınırlı uyuşturma ile yapılabilecek küçük bir cerrahi girişimle burun ucu yerine alınarak problem çözümü sağlanmış olacaktır. Estetik Cerrahide Yeni Tekniklerle Burun Ucu Düşmesi Önlenebiliyor Burun ucu düşmesini daha iyi anlayabilmek için olayı şöyle özetleyebiliriz: Mimari yapılarda olduğu gibi burun çatısında da yapıyı yeniden tutan ve destekleyen birtakım önemli anatomik oluşumlar vardır. Binaların kolon ve kirişlerindeki bir zayıflık ya da bir kolonun çıkartılması nasıl problemlere ve çökmelere yol açıyorsa, bunun benzerinin burun anatomisinde de olduğunun bilinmesi gerekir. Son yıllarda uygulanmamakla birlikte; nefes problemi için belli kurallara uymadan, çok radikal olarak çıkarılmış bir kıkırdak dokunun bu bahsettiğimiz yapıyı ne derece bozduğu ve burun ucunda düşmelere yol açtığı artık çok iyi biliniyor. Bunun yanında bu desteği sağlayan birçok önemli anatomik oluşumda mevcuttur. Rinoplastide son yıllardaki yaklaşım değişikliği, uygulanan daha minimal ve destek yapıyı daha az bozan cerrahi tekniklerle biz artık bu önemli yapıları koruyabilir, şekillendirebiliyor ve hatta gerekirse güçlendirebiliyoruz. Ameliyat esnasında gerekirse kıkırdak desteği, kıkırdak ilerletmeleri, bir takım dikiş uygulamaları gibi bazı cerrahi tekniklerle desteği artırabiliriz. Bu arada yanlış anlaşılmalara yol açmamak için bir konuya daha açıklık getirmekte fayda var; rinoplasti sonrası erken dönemde ödemler nedeniyle burun ucundaki kalkıklık bir süre sonra ödemlerin azalmasıyla birlikteplanlanan yerine iner. Dolayısıyla bu süreç burun ucu düşmesi değil, ameliyat sonrasının doğal gidişatıdır. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |