Halk dilinde üzüm gebeliği olarak bilinen hastalığın, dünyada en sık sırasıyla Endonezya, Tayvan ve Filipinlerde görüldüğü bildiriliyor. Türkiye’de ise henüz görülme sıklığına dair kesin bir bilgi mevcut değil.

Mol gebeliğin 15 -16’lı yaşlarda ve 40 yaş üstü gebeliklerde daha sık görüldüğünü kaydeden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jülide Duran, hastalıkları ilgili şu bilgileri veriyor:
“Mol gebelik hastalığı, gebe kadının plasentasındaki (Eş ya da son diye de bilinir) trofoblastik hücrelerin ödemlenip şişerek üzüm salkımı şeklinde tüm uterusu (rahim) doldurmasıdır. %10 oranında koryokarsinom dediğimiz kanser formuna dönüşebilme özelliğinden dolayı tedavisi, takibi oldukça önem taşır.
Bir kez mol gebeliği geçirenlerde risk 1 iken ikinci kez geçirmek, tekrarlama riskini yüzde 28’e yükseltmektedir..
Mol gebeliğinin oluşma nedeniyle ilgili en popüler görüş genetik nedenler. Kendiliğinden oluşabildiği gibi düşük, doğum veya dış gebelik sonrasında da görülebilmektedir.
En sık belirtisi gebelik+vajinal kanamadır (Yüzde 97). Uterusun beklenen gebelik haftasına göre büyük olması, erken gebelik bulantı ve kusmaları (Yüzde 25), gebeliklerde hipertiroidi ortaya çıkması (Yüzde 74), erken gebelikte sara nöbetleri (Yüzde 12-27).
Teşhis
Mol gebeliğin teşhisi için vajinal ultrasonografi yeteridir. Ayrıca laboratuar sonuçlarında kandaki b hcg (Gebelik hormonu) değerinin 80.000 IU üzerinde olduğunda molar gebelikten şüphelendirmelidir.
Tedavisi
Uygulanan en uygun tedavi kürtajdır. Uterusun ileri derecede büyük olduğu vakalarda abdominal yoldan operasyonla boşaltma da yapılabilir.Bütün mol vakaları kanda normal b hcg düzeylerine düşene dek-genellikle kürtajdan 2 veya 3 hf içinde düşer-takip edilir.
Takip
ilk 6 ay aylık, sonraki 6 ay iki ayda bir olmak üzere b hcg değerleri 1 yıl izlenmeli, bu süre içinde mol gebelik tekrarlama ihtimaline karşı hasta mümkünse oral kontraseptifle gebelikten korunmalıdır. Korunma yöntemi olarak spiral önerilmez.
Sonuç olarak mol gebeliğinde de her hastalık gibi erken teşhis çok önemlidir, hekimler olarak önerimiz, gebelik saptandığında ilk 3 ay içinde mutlaka vajınal ultasonografiyle gebelik takibine başlanmasıdır.”