Yıllar önce, diyetisyenliğe yeni başladığım zamanlardı. Yeni bir diyet çıkar, herkes bu diyet listesini elden ele gezdirir ve bu moda diyet herkesi zayıflatırdı. “Et ye, yağ istediğin gibi, istediğin kadar süt iç, aman ekmektir, meyvedir, sakın yeme” diye çıkanlar; bir kısmı da “Et kanser yapar, süt zaten yasak, sadece sebze ve meyve yemek iyidir” diyenler, bununla birlikte avuç avuç kuruyemiş verenler de oldu, “Aman yağlandırır, çok kuruyemiş yemeyin” diyenler de.

Sadece çorba içerek ayakta kalmaya çalışan bir sürü arkadaşım bile vardı benim. Benden gizli denemelerdi tabii ki bunlar. Ben yeni mezun diyetisyen olarak, sinirlenirim, üzülürüm, sıkılırım. İnsanlar yanlış yapıyor!

Biri sesimi duyursa da bu diyetleri yapanları durdurabilsem. Neden bile bile bunu yapıyorlar, amacım insan sağlığını korumak. Konuştuğum herkesi uyarmalıyım! Kendimi insanları kötülerden koruyan Süperman, Batman zannediyordum. “Hepimiz öleceğiz!” diye çığlık atacak kadar da kendimi kaptırmıştım. Sonra sonra anladım ki bu iş değişmeyecek. Ben binlerce kişiye de ulaşsam hatta milyonlar bile olsa bu "popüler diyetler" hep olacak. Bunu kabul etmem zaman aldı. Obezite arttığı sürece, diyet zayıflama yöntemleri artacak demektir. Bunlar sağlıksız diyetler olsa bile.

Bu yazıyı diyet yapanlar ve daha önce diyet yapmak zorunda kalanlar çok daha iyi anlayacaklardır. Kilo problemi yaşamak demek, sağlığını tehlikeye attığını bilmek; yarın, şeker, tansiyon, kanser, kalp hastalıkları gibi problemlerle karşı karşıya kalabilmek demek, güzel görünmüyor olmak demek, istediğin gibi giyinemiyor, alış veriş yapamıyor, rahat haraket edemiyor, rahat nefes alamıyor olmak demek, haksız mıyım?

Çünkü artık hayat eskisi gibi değil... Eskisi gibi rahat rahat evde yemek yiyor, sürekli yürüyor, her işimizi kendimiz yapıyor ve yediğimiz her şeyi yakıyor muyuz? Ne yazık ki hayır! Büyük şehirlerde daha fazla ama artık küçük şehirlerde bile market alışverişini arabayla yapıyor çoğumuz. Yeme içme ve hareket alışkanlıklarımız çok değişti. Bunu özetlemek için kendi çocukluğunuz ile şimdiki çocukların hayatını karşılaştıralım mı? Siz nasıl büyüdünüz, şimdiki çocuklar nasıl büyüyor. Neden kilo aldığımız ortada! Şişmanlık artacak ve bununla birlikte her geçen gün yeni diyetler çıkacak. Artık şaşırmıyorum.

20 yıl önceki diyetlere baktığınızda çoğunda salata, sebze, meyve vardır. Ekmek azda olsa yer alır. Mutlaka haşlanmış kuru bir tavuk veya hindi bulunur.Genelde çoğu yağsız diyetlerdir ve miktarlar azdır. Çünkü az ye, az kalori al sloganı daha önemliydi. Şimdiki diyetlere baktığımızda istediğin kadar diyorlar... Sanırım bu yüzdende seviliyorlar. İstediğin kadar ceviz cümlesini duyunca veya istediğin kadar tereyağı deyince mutlu oluyorsunuz. Bunun karşılığında ekmek, meyve, tatlı yemeden durmak sizi mutsuz etmez mi? Tabii ki eder.