Utanmasam geçecektim mankenin başına, tasarlayacaktım kıyafetimi... Gülmeyin, orada olsaydınız sizin de içiniz giderdi. Hafta sonu yeğenim ve oğlumla birlikte, ‘Hüseyin Çağlayan: 1994-2010’ sergisine paralel olarak, İstanbul Moda Akademisi (IMA) işbirliği ve eğitim sponsoru Garanti Bankası’nın katkılarıyla düzenlenen atölyeye gittik. Bize belirtilen saatte oradaydık. Söz konusu etkinlik, 7-12 yaş arasındaki 14 çocuğun katıldığı ve hız kavramının modayla ilişkisinin ele alındığı, ‘Dijital Çağda Tasarım’ başlıklı atölye çalışmasıydı. Eğitmen Deniz Pehlivaner, önce çocuklarla tanıştı, hız ve moda üzerine küçük bir sohbetin ardından onlara, ‘Hüseyin Çağlayan’ın sergisini gezdirdi. Çocukların tasarımlara olan ilgisini görmeliydiniz; öğrendikleri her bilgi karşısında ünlü modacıya olan hayranlıkları artıyordu. Sadece onların mı, tabii ki biz büyüklerin de… Ardından atölyeye geri dönüldü ve çocuklar giysi tasarımlarına başladı. Önce beyaz kumaşlar cansız mankenler üzerine zımbalandı. Üzerleri; folyolar, bulaşık telleri, cd’ler, elektrik kabloları, küçük bilgisayar parçaları ve kaset bantları ile süslendi. Çocuklar iyi iş çıkarmıştı! Gündelik hayatta kullandığımız ve bizlere önemsiz gelen onca objenin giysilere dönüştüğünü görmek muhteşemdi. Ürettiklerini görmek, çocukları da çok mutlu etmişti. Böylelikle atölye de amacına ulaşmıştı. İstanbul Modern, açılan sergiler kapsamında çocuklara yönelik beş yıldır atölyeler düzenliyor. Çocuklar, bu atölyeler kapsamında sanatla tanışıyor, yaratıcı yönlerini keşfediyor. Ancak hemen belirteyim, ücretsiz atölyelere yer bulmak neredeyse imkansız. O nedenle İstanbul Modern sitesinin haberleşme grubuna dahil olmanız ve hemen kayıt yaptırmanız gerekiyor.