Bir ilişkinin ilk kez çıkılan bir yoldan farkı yoktur. Bilinmezliklerle süslü ve heyecan verici bir yol. Bazen gerilim yüklü; ancak yanımızda iyi bir arkadaş varsa o yolu keşfetmekten keyiflisi yoktur.


Yol arkadaşlığı bir ilişkiyi anlatan en güzel ifadelerden biri. Aynı yolda yürürken geçirilen süreç o zaman içinde verilen vaatler, yaşanan sıkıntılar, destekler, kırılan kalpler, yorgunluklar….Büyük bir heyecanla yeni birini keşfetme arzusuyla başlar bir ilişki..Gördüğümüz ilişkiler can yakıcı, sarsıcı olsa da aşkın heyecanı ile her şeyin yolunda gideceği yanılsaması yaşarız. Çıkan sorunları aşabileceğimiz karşımızdaki kişinin can yakıcı hallerinin biteceğine dair inancımız vardır. Hatta buna inanmak için kendi kendimize oyunlar oynarız. Beni seviyor ama şu aralar işleri iyi değil. Telefonunu açamadı mutlaka yoldadır. Evlenmek istiyor ama işleri kötü bu aralar. Bu zor zamanlarında ona destek olmam gerekir vb.. Bu bahanelere bir süre sonra kendimiz de inanır hale geliriz ki bir kısırdöngü içinde kayboluruz. Bir şeyler olumsuz gidiyordur ama ne? Tepkiler kişiye göre değişir.


Partnerlerden biri sorunları aşmak adına diğerinden daha fazla çaba gösterir. Karşı tarafı dinler, anlamaya çalışır bir süre onun yapması gerekenleri de üstlenir. Ama bu çabasının takdir göreceğine inandığı noktada ya terk edilir, ya beklemediği olaylarla karşılaşır, yada yapmasaydın denilerek kendi seçimi olduğu vurgulanır. Yol arkadaşını sırtında taşırken etrafında olup biteni kaçırmıştır, kendisiyle ilgili ertelediklerini görememiştir.


Bazı durumlarda da sorunlar karşısında gösterilen tepki anı kurtarmaktır. “Şu an var olan sorunu çözüyüm yeter.” Bu şekilde ilişkiye yaklaşan kişiler karşılaştıkları stres durumlarında kaçmayı en kolay çözüm olarak görürler. Yaşanılan süreç, paylaşımlar ve karşısındaki kişi birden değersizleşir. Bu noktada yine en kolay yol bahane bulmaktır. “Zaten birbirimize uygun değildik.”, “Son zamanlarda iki kelime konuşamıyorduk.” vb.. En kolay kaçış noktasıdır bu..


İlişki de bir de her konuda bilgi ve fikir sahibi olan her dediğinin doğru olduğunu inan bu yüzden de sürekli eşine ne yapacağını söyleyen kişiler vardır. Bu kişiler karşısındakine sürekli doğrusu bu, “ben haklıyım” şeklinde yaklaşır ki bu karşı tarafı bunaltır. Eşlerin ikisi de bu şekilde tutumları varsa ilişkiyi sürdürmek zaten mümkün değildir.


Sorunlar karşısında sürekli karşısındakini suçlayan, karşı taraftan hep bir şeylerin değişimini bekleyen kişiler vardır ki çözüm adına kendileri adım atmazlar. Sorunlarla başa çıkmak hep karşı tarafa ait görevdir. O değişirse her şey düzelecektir. Buda sorunların tıkandığı bir noktadır.


“Aman bir sorun çıkmasın” her şey iyi gidiyor anlayışı da ilişkiyi çıkmaza sokar. En ufak bir problem abartılı şekilde gündeme gelir. Bu da küçük detayların büyük problemleri oluşturmasına neden olur.


İlişkiler de güven temel duygulardan biridir. Bu sadece karşı tarafa güven ile sınırlanamaz. Temelde kişinin kendine güveni çok önemlidir. Bir ilişkiyi sürdürebilmek için en önemli adımdır. Kendine güvenen kişi başka biri tarafından sevilebileceğine ve karşılaştığı sorunlarla başa çıkabileceğine inancı vardır. Sorunları çözmek adına gayret sarfeder. Çözümü karşı tarafa yüklemez yada sorunlardan kaçmaz.


İlişkiler de saygı da yol arkadaşlığının önemli unsurlarından biridir. Eşini rahatsız eden, sınırları zorlayan yaklaşımlar ilişkileri zedeler. Aklına geleni söylemek ile doğallığı karıştırmak, kendine söylendiği zaman başa çıkamayacağımız sözleri karşımızdakine söylemek ilişkiyi bozar.


Bir diğer unsurda karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak ilişkinin merkezinde yalnızca kendimizin olmadığının farkına varmaktır. Yol arkadaşlığı emek ve çaba gerektirir, güçlü duyguları içinde barındırır, birbirini ezmeden, birbirine yük olmadan yürümeyi bilmek gerekir, en güçlü koruyucularından biri de sadakattir.


Uzm. Psk. Zehra Erol