Nefesli sazlar grubunun bir üyesi olan flüt, diğer nefesli sazların aksine kamışsız bir enstrümandır. Flütün ses verme mantığı, içeri verilen havanın kamışı titreştirmesi yerine boruları titreştirmesiyle ilgilidir. Bu özelliğiyle dilsiz nefesli çalgılar grubunda yer alan flütün diğer bir özelliği ise ana malzemesinin metal olmasına rağmen metal nefesliler yerine ahşap nefesli gruplara dahil olmasıdır. Bunun sebebi de flütün malzemesinin ahşaptan yapılmışcasına ses tınısını korumasıdır.
Herhangi bir anavatanı bulunmayan flütün bilinen en eski tarihi 35 - 40 bin yıl öncesine dayanır. Şimdiye kadar rastlanılan en eski flüt örneği Slovenya'da 43 bin yıl öncesine ait iki ya da dört delikli, uyluk kemiğinden yapılmış bir flüt parçasıdır. Ancak bu tartışmalara yol açsa da, Almanya'nın Hohle Fels Mağarası'nda bulunan akbaba kanat kemiğinden yapılmış, V şeklinde oyuklu ve beş delikli flüt 35 bin yıl öncesine aittir. Bu bölgede buna benzer mamut ve kuğu kemiğiden yapılmış örneklere de rastlanmıştır.
Bilinen en eski müzik aletlerinden biri olan flütün, bugünkü modern formuna kavuşması 19. yüzyıl ortalarına kadar sürmüştür. Flütteki en büyük değişim 19. yüzyılda deliklerine perde sisteminin eklenmesiyle olmuştur. Daha öncesinde parmak uçları ile kapatılan delikler hem iyi hem de doğru sesleri tam anlamıyla veremediği için Alman flütçü Theobald Boehm, delikler üzerine kapaklar yerleştirerek sesin doğru ve istenilen genişlikte açılmasını sağlamıştır. Bugün bu sistem ufak eklemelerle geliştirilerek Boehm sistemi olarak adlandırılır ve hala flütlerde bu sistem kullanılmaktadır.
Geçmiş yüzyıllarda sert ağaçlardan yapılan ama 20. yüzyıl ile birlikte gümüş, gümüş kaplı nikel ya da pirincin kullanıldığı flüt; baş, gövde ve kuyruktan oluşan demonte bir yapıya sahiptir. 14 veya daha fazla ses deliğine sahip, üç oktavlık ses genişliği ile diyatonik ve kromatik tüm sesleri verir. Çalınabilecek geniş bir repertuvara sahip olan flüt ayrıca, stakato, tremolo gibi tekniklerin kolayca uygulanabileceği bir yapıdadır. Bu özelliği ile orkestralarda her türlü görevi üstlenebilir.
Flütler boyutlarına göre çeşitlere ayrılır. En çok kullanılan ve genellikle orkestralarda 2. ya da 3. flüt olarak görev yapan pikalo ve flütten biraz daha büyük olan, flütle aynı özelliklere sahip olmasına rağmen aktarımlı bir çalgı olma özelliğini taşıyan alto flüt en çok kullanılan flüt çeşitleridir. Bunun dışında bass, kontra-alto, kontrabas, çift kontrabas, hyberr bas ve pikalo gibi aynı özelliklere sahip olan ancak ağaçtan yapılan fifre flütün diğer çeşitleridir. Genellikle farklı bir çeşit olarak algılanan yan flüt ise, aslında baş kısmındaki ağızlığın yan tarafından üflenmesi sebebiyle flütün bu şekilde de isimlendirilmesinden ibarettir.
Bunun dışında ulusal bir yapısı olmayan, farklı ulusların katkılarıyla bugünkü modern yapısına kavuşan flütten bağımsız olarak, kullanıldıkları bölgelerin ismini alan Hindistan, Çin, Japonya flütleri gibi flüt çeşitleri vardır.