Çim hokeyi, ilk kez 19. yüzyılda Hollanda, İskoçya ve İngiltere'de oynanmaya başlayan ve çimde oynanan bir hokey türüdür. Her iki takım kalecilerle birlikte 11 kişilik bir ekiple sahada yer alır. Oyuncular topa ellerinde bulunan odundan veya cam elyaftan(fiber glass) hokey sopalarıyla vurarak gol atmaya çalışırlar. Hokey sopalarının uzunluğu oyuncuların boyuna göre değişiklik göstermektedir. Sol el için farklı bir hokey sopası yoktur ve sopanın sadece tek bir tarafı kullanılabilir. Kaleci topa vücudunun herhangi bir parçasıyla dokunabilirken diğer oyuncular dokunamaz. Sporcular dizlik, krampon, şort ve forma ile sahaya çıkarlar. 21. yüzyıldan itibaren çim hokeyi daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. Pakistan, Hindistan, Kanada, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri bu spora ilgi göstermektedir.
Çim Hokeyi'nin Tarihi:
Çim hokeyi 1908 ve 1920 Olimpiyatlarında oynandıktan sonra 1928'den bu yana düzenlenen Olimpiyatlarda yer almaktadır. Hindistan bu spor dalında Olimpiyat Oyunları'nda en çok altın madalyaya sahip ülkedir. Hollanda, Almanya ve Pakistan da çim hokeyinin başarılı takımlarındandır.
Oyun Sahası:
Çim hokeyinin kuralları Uluslararası Hokey Federasyonu (FIH) tarafından belirlenmiştir. Uluslararası Hokey Federasyonu'na göre çim hokeyi sahaları 91.4 m x 55 m boyutlarında dikdörtgen bir sahadan oluşmalıdır. Kale boyutları 2.14 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğinde olmalıdır. Penaltı noktası ise kaleye 6.40 metre uzaklıkta yer almaktadır. Şut dairesi ise kaleye 15 metre uzaklıkta bulunur.
Oynanış ve Kurallar:

• Takımlar istedikleri kadar değişiklik yapabilirler.
• Topa aynı anda üç kişi dokunamaz. Karşılıklı takımlarda yer alan iki kişi top için mücadele edebilir. eğer üçüncü bir kişi gelirse tek sporcusu bulunan takım topu kazanmış olur.
• Futboldaki gibi mevkiler yoktur. Çim hokeyi çok hareketli bir spor olduğu için kaleciler dışında herkes topun bulunduğu yere göre hareket etmektedirler.
• Şut çizgisinin iç kısmındaki toplara sadece kaleciler müdahele edebilir.Cezalar için üç farklı kart kullanılmaktadır.​

Yeşil Kart: Futboldaki sarı karta benzer bir özelliği vardır. Uyarı anlamında verilmektedir. Oyuncunun sahayı terketmesi gerekmez. Bir sonraki hatasında sarı ya da kırmızı kart alır. Fakat bazı turnuvalarda yeşil kart alan bir oyuncu iki dakikalığına sahayı terk eder.
Sarı Kart: Sarı kart alan oyuncu ise oyunu belirli bir süreliğine terk etmelidir. Yerine değişiklik yapılamaz. Süre yapılan hareketin sertliğine bağlı olarak 5 dakikadan başlayarak tüm maça kadar çıkabilir.
Kırmızı Kart: Futboldaki kırmızı kartla aynı özelliklere sahiptir. Oyuncu oyundan atılır ve başka maçlar için de ceza alabilir.