Harvard Üniversitesi’nden uzmanların, GDF11 adı verilen ve genç kobayların kanında bulunan proteinin yaşlı kobaylarda kas ve beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği sonucuna vardığını gösteriyor. Protein, bu iyileşmeyi yeni kan damarları yaratarak sağlıyor.

Habere göre, yapılan deneyde genç kobayların kan dolaşım sistemini yaşlı kobaylara bağlayan uzmanlar, yaşlı kobaylardaki GDF11 protein oranının yükselmesini sağlamış. Diğer bir deneyde yaşlı kobaya protein enjekte eden uzmanlar, en olumlu sonuçları aynı kanı paylaşan kobaylarda tespit etmiş. Uzmanlar, yaşlı kobaylarda yeni kan damarları oluşumuna ve kan dolaşım sisteminin akışında iyileşmelere, yani dokulardaki yaşlanma etkilerini geriye çeviren bulgulara rastlamış.

Harvard Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nden araştırmacı Profesör Lee Rubin Rubin: "Yaşlı kobaya genç kobayın kanını aktardığımız bu basit ameliyat sayesinde yaşlı kobayın beyninde önemli değişiklikler yaşandı; beyin daha da gençleşti. Diğer dokularda da benzer değişikliklere rastladık" dedi.

Profesör Amy Wagers da GDF11’in DNA üzerindeki yaşlanmaya bağlı hasarı onardığını tespit etmiş. Uzmanlar deneylerde büyüme ve zayıflama sorunu olan yaşlı kobay kalplerinin gençleşip, atışlarının daha düzenli hale geldiğini gözlemlemiş. Elde edilen bulgular, insanlarda diyastolik kalp yetmezliği olarak bilinen ve genelde yaşlılarda görülen bu rahatsızlığın tedavisi için umut vadediyor.

Profesör Rubin, GDF11’in Alzheimer veya Parkinson hastalarına da umut ışığı olabileceğini belirtiyor.

Proteinin bir 'gençlik iksiri' olmadığını belirten Rubin, araştırmanın amacının ömrü uzatmak değil, daha sağlıklı bir yaşam sağlamak olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Diğer bir deyişle, ömrünüz uzamasa bile sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Kobaylardaki farklı fonksiyonların iyileşmesi ve dokuların yenilenmesi bunu gösteriyor."

Nature adlı doğa dergisinde yayınlanan başka bir araştırmada ise Standford Üniversitesi araştırmacıları, genç kobaylardaki kanın yaşlı kobaylarda sinir hücrelerini yenilediğini, öğrenme ve hafızayı geliştirdiğini keşfetmişler.

Biyoteknoloji firmalarıyla ortak çalışan Massachusetts ve California’daki uzmanların hedefi, bulgularını insanlar üzerinde denemek. Harvard Üniversitesi Profesörü Rubin, klinik deneylerin üç ile beş yıl içinde başlayabileceğini öngörüyor.