Kadının evinde oturup, kocasının kazandığı parayla geçinmek zorunda olduğu günler artık çok gerilerde kaldı. Köylü, kasabalı, şehirli kadın çalışma hayatının bir parçası oldu. Çalışan kadınlar, ekonomik bakımdan bağımsızlıklarını ilan etmesine ettiler. Ancak bu kez de yeni bir sorun karşılarına dikildi.


Evlerde eşlerin kazandıkları para yüzünden kavgalar hiç eksik olmuyor. Bir çok ailede para meselesi, evliliğin geleceğini etkileyen bir yasak aşk kahramanı kadar büyük tehlike yaratıyor. Kadının çalışma hayatına atılması, elbette ekonomik açıdan da yararlı. Sadece eşlerin para konusunu bir tartışma, çekişme kaynağı haline getirmemeleri gerekiyor. Aile içinde parasal açıdan denge kurabilmek için neler yapılabilir?

Eşler kazançlarını birleştirmek yerine, belli harcamaları üstlenerek tartışma zemini yaratmaktan kurtulurlar. Örneğin kadın, evin yiyecek vesaire gibi masraflarını üstlenirken, erkek, kira, yakıt, çocukların harcamalarını üstlenebilir. Eve gelen para belli bir program içinde harcanırsa, karı kocanın para uğruna tartışması için bir neden kalmaz. n Aile bütçesini hazırlarken katı kurallardan uzak kalınmalı. Eve gelen paranın miktarı belli olduğuna göre, eşler harcama planını hazırlarken biraz da esnek davranmalılar.

Karı- koca arasında 'Senin paran- benim param' tartışması asla yapılmamalı. Eve giren paranın ailenin parası olduğu baştan kabul edilmeli. Kadının bencilce bir tutum içine girip 'Ben kazandığım parayı senin ihtiyaçların için harcayamam' şeklindeki sözleri, ailede anlaşmazlık kıvılcımlarını ateşler.

Erkeğin kadının çalışma hayatında başarılı olmasına gocunup onun kazancını küçümsemesi, anlaşmazlığa zemin teşkil eder. Aynı şekilde kadının da. Karı-koca arasında para asla bir rekabet konusu olmamalı.