Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 12-17-2014, 09:54 PM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Depresyonu Olanlar Hekime Gitmiyor




Depresyon tüm dünyada, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2-3 kat daha yaygın görülmektedir. Araştırmalar, bu bozukluğu bulunanların yaklaşık yarısının tedavi için başvurmadığını; başvuranların da yaklaşık yarısında eksik tedavi uygulandığını göstermektedir.
Doç. Dr. Levent Küey

Dünya üzerinde ruh sağlığı problemi yaşayan kişi sayısı 500 milyon civarındadır. Her 7 kişiden 1’i her yıl ruh sağlığı problemi yaşıyor. Her 4 kişiden 1’inin de yaşamı boyunca ruh sağlığı problemleriyle karşı karşıya kalıyor. Depresyon sözcüğünün üzüntülü bir ruh durumunu tanımlamak üzere yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, günlük yaşamda, “hayatın cilvesi” de diyebileceğimiz, üzüntü, keder, hayal kırıklığı, moral bozukluğu gibi yaşantılar ile bir psikiyatrik bozukluk olarak klinik düzeyde tedavi gerektiren depresyon durumları aynı olguya işaret etmemektedir. Bir ruhsal bozukluk olarak depresyonda, uyku, iştah ve cinsel istek bozuklukları yanında, derin keder, çaresizlik, ümitsizlik, karamsarlık egemendir; yaşama sevinci ve isteği ciddi biçimde yitirilmiştir. Bu değişimler, kişinin iradi çabasıyla zaman zaman hafifletilebilse de, süreklilik gösterir. İşte, bu tür belirtiler ağırlık ve süreklilik kazandığında ya da sosyal, aile, iş vb. işlevlerde bozulmaya yol açtığında psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır.
DEPRESYON, Kalp Ve Diyabet Hastalığı Riskini Artırıyor
Depresyon en yaygın ruhsal bozukluktur. Depresif bozukluklar toplum içinde yaygınlıkları ve yol açtığı yeti yitimleri nedeniyle ciddi bir toplum sağlığı sorunu konumundadır. Toplumun yaklaşık dörtte biri, yaşam boyu en az bir kez depresyon geçirmektedir. Tüm dünyada, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2-3 kat daha yaygın görülmektedir. Araştırmalar, bu bozukluğu bulunanların yaklaşık yarısının tedavi için başvurmadığını; başvuranların da yaklaşık yarısında eksik tedavi uygulandığını göstermektedir. Uygun ve düzenli tedavi olmayanlarda, süreğenleşme riski artmaktadır. Hem bedensel hem de diğer ruhsal bozukluklarla sıklıkla birlikte görülmektedir. Depresif bozukluklar, yaklaşık %15 oranında yol açtıkları intihar ile ölüm riski yanında, kalp ve şeker hastalıkları gibi bedensel hastalıklarının gelişme olasılığını ve alkol-madde bağımlılığı riskini de arttırır. Günümüzde, dünyada en fazla yeti yitimine neden olan hastalıklar sıralamasında dördüncü sıradadır; önümüzdeki on yıl içinde ikinci sıraya çıkması beklenmektedir.
Depresyonun Tedavisi Mümkün
Depresif bozukluklar için etkinliği kanıtlanmış ilaç ve psikoterapiyi kapsayan tedavi yöntemleri vardır. İlaç tedavisi ve psikoterapi birlikte uygulandığında tedavi başarı oranları %80’lere dek yükselmektedir. Depresyon tedavisinde, günümüzde kullanılan antidepresan ilaçlar bir psikiyatr denetiminde kullanılmalıdır. Her ilaç gibi bu ilaçların da genellikle tahammül edilebilir yan etkileri vardır. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Beyinde depresyonla ilişkili, nörokimyasal düzensizleri etkiler. Her türlü duygu ve düşüncemizin, çevre ile etkileşim içinde olan beynimizin ürünleri olduğu hatırlanmalıdır. Antidepresan ilaçlarla yapılan tedavi geçici rahatlama, olumsuz düşünceleri bastırma aracı değil etkin tedavi yöntemidir. Tedavilerin yaklaşık 6-8 ay sürdürülmesi gerekmektedir. Özellikle, yarım bırakılan tedavilerde hastalığın alevlenme ya da yineleme riski yüksektir.

Alıntı ile Cevapla