Dünyadaki veriler ve Türkiye'deki nüfus artışı dikkate alındığında her yıl 10-12 bin bebeğin kalp hastalığıyla dünyaya gözlerini açtığı belirtildi.

Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Hakan Aydın, yaptığı açıklamada, doğumsal kalp rahatsızlıklarının anne karnında, kalbin gelişme bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkan ve sık görülen hastalık grubu olduğunu söyledi.
Tüm doğumsal hastalıkların yaklaşık yüzde 10-30'unu doğumsal kalp hastalıklarının oluşturduğunu ifade eden Aydın, tedavi maliyeti göz önüne alındığında buna karşı ekonomik anlamda da bir savaş verilmek zorunda kalındığını dile getirdi.
Aydın, ailelerin sosyo-ekonomik düzeyinin düşük olmasının doğumsal kalp hastalığı riskini de artırdığını belirtti.

“Erken tanı ve tedavi bebeklerin yaşatılmasında en önemli faktör”

Kalp hastalıklarının sıklığının her bin canlı doğumda yaklaşık 8-10 arasında olduğunu, bu oranın ölü doğanlarda yüzde 5, düşüklerde ise yüzde 10-25 gibi yüksek rakamlara çıktığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
“Bu rakamları ülkemizdeki nüfus artış hızı ile değerlendirdiğimizde, her sene yaklaşık 10-12 bin bebeğin doğumsal kalp hastalığı ile doğduğunu söyleyebiliriz. Bu bebeklerin bir kısmında oluşan anomaliler kendiliğinden iyileşen veya klinik öneme sahip olmayan gruptadır ancak yaklaşık 4 bin-4 bin 500 civarında bebeğe ameliyat veya girişimsel tedavi metodları gerekli olmaktadır. Büyük bir kısmına erken tedavi gereken bu bebeklerin neredeyse yarısı tedavi görmedikleri takdirde 1 yaşına gelmeden kaybedilmektedir. Dolayısıyla erken tanı ve tedavi bu bebeklerin yaşatılmasındaki en önemli faktördür.”

“Anne adayının yaşı önemli”

Doğumsal kalp hastalıklarının birçoğunun nedeninin henüz tam bilinmediğine dikkati çeken Aydın, genetik ve çevresel faktörlerin riski artırdığını söyledi. Anne adayının yaşının doğumsal kalp hastalığında rol oynadığına işaret eden Aydın, şunları kaydetti:
“Çok genç ya da çok yaşlı annelerin çocuklarında doğumsal kalp hastalığına rastlanma oranı daha yüksektir. Hamilelik sırasında bebeğin kalp hastalığına neden olan etkenlere en hassas olduğu dönem gebeliğin 14-90'ıncı günler arasıdır. Bu dönemde annenin kızamıkçık gibi enfeksiyonlar geçirmesi, sigara veya uyuşturucu kullanması, röntgen filmi çektirmesi veya bilinçsiz ilaç kullanması riski artırır. Akraba evliliği, anne adayının şeker hastası olması, anne, baba ve yakın akrabalarda doğumsal kalp hastalığı bulunması bebeğin doğumsal kalp hastalığıyla dünyaya gelmesine neden olabilir.”