Bazılarımız vardır, hayalleri beklenmedik bir şekilde hızlı yeşerir. Yeni çıkan her bir dalın ve derinleşen köklerin uzaktan büyüyüşüne imrenerek tanık olursunuz. Öyle değil midir hayallerimiz.
Bir an önce büyümesini istediğimiz bir küçük fidandan ibaretken; zamanla büyür, karmaşıklaşır, bazen düğümlenir, bazen beklenmedik anda yeşerir, kimi zaman da cılızlığına yenik düşer ve çabuk kırılır.
Hayal derken aslında hayattan söz ediyoruz. Çünkü hepimiz mutluluk için dans ediyoruz 60 yıl kadar bir senaryoda. Kulağa az geliyor, ne de olsa bunlar sadece rakam.. Her gün hatırlamamız gereken onca minik detayı görememeye başlayışımızı ele alırsak elbette mutlu olamayız. Mutluluk çok uzağımızda değil.
O, ince detaylarda saklı.
Bir gülümseme, nefes aldığınızı fark ettiğiniz an, koşabildiğiniz an, sevdiklerinizin yanınızda olduğunu fark ettiğiniz an, tüm acıların ve üzüntülerin üstesinden geldiğinizi hatırladığınız andır ve bazen göz yaşınızdır mutluluk. Çünkü bilirsiniz yarın tekrar gülümsemek için bir nedeniniz olacak.
O zaman korkmayın! Kalkın oturduğunuz yerden hayatınızı değiştirmek tam bu noktada başlar, sizde başlar. Ayaklarınıza bakın, ellerinize, burnunuza, yanağınıza, gözlerinize dokunun. Her şeyi unutun bir an için. Sürekli aynı yerden doğan güneşi yeniden izleyin bu sabah. Denizin çırpınışlarını duyun. Martıları takip ederek rüzgarı hissedin. Duydunuz mu?. Hepsi size aslında nasıl da sesleniyor.