Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 12-01-2014, 03:57 PM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Eleştirinin dozunu tutturabiliyor musunuz?

İş dünyasında herkes güç kullanabilir, kullanıyor da... Peki ya siz bu gücü doğru bir şekilde kullanabiliyor musunuz?

Liderlik doğuştan mı gelir öğrenilebilir mi tartışmaları süredursun, lider kişinin bilmesi, olması ve yapması gereken bir takım önkoşullar var. Bunların bir kısmı doğuştan gelirken bir kısmı da eğitim ve deneyim yoluyla kazanılıyor.

İş dünyasında güçlü bir duruş, her anlamda profesyonel bir görüntü ve davranış modeliyle desteklenir. Bir imaj danışmanı olarak, her fırsatta bu noktanın altını çizmek istiyorum, imaj sadece kılık kıyafet değildir.

İmaj danışmanı sadece estetik bir görüntü, uyumlu kıyafetler, kişiye yakışan renklerle ya da bir başka deyişle kişinin giyim stilini oluşturmayla sınırlandırmaz kendini. Esasında stil danışmanı ve imaj danışmanı kavramlarının ayrımı da burada ortaya çıkıyor.

İmaj danışmanı imajın bütünüyle ilgilenir. Çünkü sadece kaliteli, uyumlu, etkileyici, son moda ya da marka giyinmek, başarılı ve olumlu bir kişisel imaja sahip olmak için yeterli değildir. Arabanız, cep telefonunuz ve saatiniz kadar davranışlarınız, iletişim tarzınız ve değerleriniz de başkalarının gözünde sizi siz yapan değerlerden birkaçı.

Goethe'nin deyişiyle "Davranışlarımız kendi imajımızı sergilediğimiz bir aynadır."

Bir düşünsenize ne kadar şık ve profesyonel bir giyim tarzı olursa olsun, eleştiri ve paylama arasındaki farkın farkında olmayan, kaba, duyarsız, kırıcı eleştirilerinin içine öfkesini katarak her fırsatta ekibini azarlayan, bağıran çağıran, etrafa emirler yağdıran, tepkilerini kontrol edemeyen bir yönetici sizce ne kadar profesyonel bir imaja sahiptir?

Ne yazık ki bu konuda politikacılarımızda olumsuz örnekleriyle sıklıkla gündeme geliyor. Eline mikrofonu alanın, rahatsız edici bir ses tonu, küçümseyen bakışlar ve samimiyetsiz bir tebessüm, yapay jestlerle birbirini eleştirmesi, daha doğrusu halka yakın olmak mazeretine sığınarak kaba, argo kelimelerle birbirine bağırması artık sıradan bir haber oldu.

Profesyonel olmanın ön koşullarından biri de denetim becerisine sahip olmak. Denetim deyince akla iş akışı, bütçeler, zamanlamalar geliyor. Peki ya duygular, alışkanlıklar, tepkiler?



Kişisel imajla ilgili olumsuz sinyaller gönderen düzensizlik, randevulara ve toplantılara geç kalmayı alışkanlık haline getirmek gibi davranışlar kadar sergilenen kaba üslup da kişinin sadece denetim konusunda değil yetkinlik ve tutarlılık, daha da önemlisi özgüven konusunda da problem yaşadığına işaret eder.

Zira alt yapı, eğitim, deneyim ve bilgi eksikliğinin kişileri mütecavizleştirdiğini ve bilinçaltının yüzeye çıkmasına sebep olduğu bilinen bir gerçek.

Profesyonel eleştirilerinde yapıcı olmayı başarabildiği ölçüde, olumlu bir izlenimle birlikte olumlu bir geri dönüş elde eder. Lafı fazla uzatmadan Abraham Lincoln'ün bu konuda çok güzel bir sözüyle size yılın ikinci ayında huzurlu bir çalışma ortamı diliyorum.

"Eğer karşındaki kişiye bütün kalbin ve yeteneklerinle yardım etmeyi kabul edebiliyorsan, işte o zaman onu eleştirebilirsin. Bu olumlu eleştiridir."

Alıntı ile Cevapla