#1
|
|||
|
|||
Çocuklara Oyuncak Vererek Potansiyellerini Kısıtlamayın!
Geçen gün Twitter’da (detayını tam olarak hatırlamamakla beraber) “Çocuklara oyuncak vererek potansiyellerini kısıtlamayın” gibi bir notla bir yazıya link veriliyordu. Linke tıkladığımda “Çocuklar sandığımızdan daha zeki” başlıklı bir yazıya ulaştım. University of California at Berkeley’de psikoloji profesörü olan Alison Gopnik’in 2009 senesinde New York Times’a yazdığı Your Baby Is Smarter Than You Think (Bebeğiniz Düşündüğünüzden Daha Zeki) isimli yazısından çevrilmiş. Yazının Türkçe versiyonunu okuyunca akla yatan bazı tespitleri olduğunu gördüm. Mesela “çocukların, klişeleşmiş bir şekilde söylendiği üzere, boş bir yazı tahtasından ibaret olmadığı ve sandığımızdan daha zeki olduğu” anlatılıyor. Bununla beraber Türkçe yazının içindeki bazı cümleler öyle bir kurgulanmış ki, Twitter’da link veren arkadaşın da algısının da o yöne kaydığı belli, “çocuğa oyuncak almanız beyhude, çünkü çocuk zaten başka yollarla öğrenecek.” anlamı sanki zorla çıkartılmaya çalışılıyor. Bazı cümlelerin yazının diğer bölümleriyle uyumsuz olduğunu düşününce, bir de orijinalinden okumak istedim. Düşüncelerimde haklıydım. Yazının orijinalinin yeterince iddialı olmadığını düşünen çevirmen arkadaş, sanırım kendince yorumlar katmış. Bir örnek vereyim. Orijinalinde yazar şöyle diyor: Babies and young children can learn about the world around them through all sorts of real-world objects and safe replicas, from dolls to cardboard boxes to mixing bowls, and even toy cellphones and computers. Babies can learn a great deal just by exploring the ways bowls fit together or by imitating a parent talking on the phone. (Imagine how much money we can save on “enriching” toys and DVDs!) Çevirisini ise şöyle yapmışlar: Oyuncak mı? Lütfen komik olmayın! Yüzyıllardır, en büyük yanılgılarınızdan biri de çocuklara eğlensinler, öğrensinler, yetişsinler ve gelişsinler diye saçma sapan oyuncaklar almak oldu. Gittiniz, plastik bir oyuncak telefon aldınız misal, oysa onun gözü sizin arkadaşlarınızla saatlerce çene çaldığınız gerçek telefondaydı. Gözü de kulağı da sizdeydi, kendi elindekinin bir benzer, bir imitasyon olduğunu sonuna kadar fark ederek… Ve bilseydiniz gerçek telefonu şöyle bir evirip çevirdiğinde daha doğru bir deneyim ve eğlence yaşayacağını, siz de almazdınız zaten oyuncak olanını. Yani aslında çocuklar suretten değil asıldan, oyuncaktan değil gerçek eşyalardan hoşlanıyor. Sandığımız gibi puzzle’ların, zekâ küplerinin, kelime ya da sayı saymayı öğreten oyunların zekâya o kadar da büyük katkısı yok. Doğru çevirisi ise şöyle: Bebekler ve küçük çocuklar çevrelerindeki dünyayı oyuncak bebeklerden, karton kutulara ve mutfak kaplarına ve hatta oyuncak cep telefonları ve bilgisayarlara kadar çeşitli gerçek objelerden (eşyalar) ve onların güvenli kopyalarından (oyuncaklar) öğrenirler. Bebekler, mutfak kaplarının birbiri içine nasıl geçtiğini keşfederek ya da telefonda konuşan bir ebeveyni taklit ederek pek çok şey öğrenir. (Çocuğun oyuncaklar yerine gerçek nesnelerle oynadığı duruma gönderme yapıyor… Zeka geliştirici oyuncaklar ve DVD’lere verilen ne kadar paradan ne kadar tasarruf edeceğimizi hayal edin!) Gelelim yorumuma… Yazıyı sadece Türkçe metinden okuduğunuzda, konulan ekstra başlıklar ve cümlelerle beraber şöyle yanlış ve yönlendirici çıkarımlar oluşuyor
Oysa orijinal yazıda verilen mesajlar şöyle:
Özetle, yukarıda verdiğim paragrafta geri planda verilmek istenen mesaj, ebeveynlerin bilinçsiz bir şekilde oyuncak alıp durdukları ve zeka geliştirme maksadıyla alınan bu oyuncakların beyhude olduğu… Bu mesaja yanıt olarak kendi bakış açımı anlatayım:
|
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |