Klasik Türk Edebiyatı'nda, dizeler halinde yazılan, ölçü ve kafiye ile yazılan yazılara manzum denir. Manzum eserlerde genellikle hece ölçüsü kullanılmıştır. Her manzum illa şiir olarak kabul edilmez. Çünkü manzum yazılarda biçimsel olarak şiire benzerlik görülse de şiirlerde duygu aktarımı daha yoğundur. Bir manzumun şiir olması için sanatsal özellik taşıması ve okurun duygu dünyasına hitap etmesi gerekmektedir.
Manzume ölçülü ve kafiyeli manzum parçalarına denir. Manzumelerde daha çok öğüt verici, toplumsal sorunları irdeleyen ve akıldan çıkmaması istenen konular yer alır. Yani didaktik ve satirik özellik taşır. Sanat anlayışından, imgelemden ve söz sanatlarından uzak bir anlatım görülür.
Manzum hikaye de, dizeler halinde yazılan, öykü niteliği taşıyan yazılardır. Mutlaka bir konu ve olayın varlığı görülen; giriş, gelişme ve sonuç bölümleri paragraflar halinde değil de dizelerde kendisini gösteren, toplumsal olayların işlendiği yazılardır. Şiirde duygular ön plandayken manzum hikayelerde olaylar, kahramanlar ve mutlaka okuyucuya verilen bir nasihat vardır. Şiirlerde bireysel duygu ve düşünceler yer alırken manzum hikayelerde toplumsal sorunlar işlenir.Manzum eserler nazım şekli ile yazılır. Manzumelerde anlam bütünlüğü taşıyan en küçük parçaya nazım birimi denir. Eğer bir manzum eser iki mısradan oluşuyorsa nazım birimine beyit, dört mısradan oluşuyorsa kıta ya da dörtlük denir. Manzumeler kaç mısradan oluşuyorsa, nazım birimi de ona göre adlandırılır. Örneğin beş mısradan oluşuyorsa beşlik hece ölçüsüne, yedi mısradan oluşuyorsa yedilik hece ölçüsüne sahiptir.
Halk Edebiyatı'nda yazarı belli olan veya olmayan türküler, koşmalar, ninniler, maniler ve semailer manzum eserlerdir. Bunlar Türk Halk Edebiyatı'nın temel ölçüsü olarak kabul edilen hece ölçüsüyle yazılmış, kafiye örgüsü görülen eserlerdir.
Yahya Kemal Beyatlı'nın "Nazar" adlı eseri ve Mehmet Akif Ersoy'un "Küfe"si manzum hikayelere verilecek en güzel örneklerdir. "Nazar" adlı manzume düşündürücü ve eğitici bir özellik taşımaktadır. Ayrıca karşılıklı konuşmaların da varlığını görebiliriz. Mehmet Akif Ersoy'un manzum eseri ise biraz daha ağır bir dil taşımakla beraber toplumsal yanı ağır basan bir eserdir.