Fransızca kökenli olan kabare sözcüğü 'meyhane' anlamına gelmektedir. Peki meyhane anlamına gelen bir sözcükle tiyatro nasıl bir ilişkiyle bağlanmıştır? Aslında hepimizin cevap verebileceği kadar kolaydır bu sorunun cevabı.
Eski dönemde birçok insanın günlük aktiviteleri arasında kahvehanelerde ya da meyhanelerde vakit geçirmek vardır. Bunun sonucu olarak Türk edebiyatının birçok unsuru bu ortalamlarda doğmuş ve gelişmiştir. Kabarede temel amaç konu edilen problemi , iğneleyici bir dille sunmaktır. Bunu yaparken eserin etkisini arttırmak için müzikleri, dansları, etkileyici diyalogları teknik olarak kullanır. Bu tiyatro türünde eğlendirmek amacı yer alsa da oldukça ciddi sorunlarla uğraşması bakımından önem arz etmektir. Temel meselesi halkın dikkatini o güncel probleme çekmektir.
Bu tiyatronun başlangıç yeri ne bir tiyatro salonu ne bir sanat merkezidir. Kahvehane ortamında 17. yüzyılda başladığı bilinen kabare tiyatrosunun başlamasına bir ressamın öncülük etmesi de hayatın bize yaşattığı güzel lütuflardandır.
Dünya edebiyatındaki geçmişi oldukça köklü olsa da Türk edebiyatındaki başlangıcı günümüze oldukça yakındır. 1967 yılında usta tiyatrocu Haldun Taner'in öncülüğünde kurulmuştur. Zamanla bu gruba usta birçok tiyatrocu da dahil olmuştur. Sizlerin de birçok filmini kahkahalarla izlediği Zeki Alasya ve Metin Akpınar bu tiyatro türünün gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Bu grubun çalışmaları izleyiciler tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılanmıştır. Ancak bu topluluğun kaderi 1992 yılında kapanmayla son bulmuştur.
Kabare tiyatrosu kapsamında oynanan Keşanlı Ali Destanı yıllarca tiyatro seyircisiyle buluşmuş,esere duyulan ilgiden ve konunun etkileyiciliğinden 2011 yılında Çağan Irmak tarafından bir porjeyle televizyona taşınmıştır. Nejat İşler'in başrol olarak karşımıza çıkması da izleyicilerin ilgisini arttırmıştır.
Oldukça köklü bir tiyatro türü olan kabare tiyatrosu gerek dil anlayışı gerek sahnelemede farklı tekniklerden faydalanmasıyla her dönem tiyatro izleyicisini tatmin edecek bir türdür. Teknolojinin gelişmesi, yaşanan olayların devrin siyasi ve kültürel yapısını etkilemesi ve insanların bu durumlara karşı duygularını ifade etme ihtiyacı günümüzde de kabare tiyatrosuna duyulan ihtiyacı kanıtlamaktadır. Büyük ustaların Türk edebiyatına ve Türk tiyatrosuna tartışılmaz katkısı maalesef ki günümüzde devam etmemiştir. Geleneksel Türk tiyatrosunun birçok dalı şekil değiştirerek devam etse de kabare tiyatrosu gerekli ilgiyi görememiştir. Usta oyuncuların açtığı bu yolu genç tiyatrocular geleceğe taşımalıdır.