En tehlikeli aşklar bahar aylarında yaşanır. Tabiat ana size aşık olmak için mükemmel bir ortam hazırlar. ‘Ben aşktan ve aşık olmaktan korkuyorum’ diyenler bu yazı sizin için…
Soğuk kış günleri bitti, bahar geldi, yaşamın monotonluğunda hayat akıp gidiyor, aşksız, tatsız, tutsuz. Her sabah trafik kargaşasının ardından iş yerine geliyor masanıza otuyor ve sizi bekleyen dosyaların arasında mesai saatinin nasıl dolduğunu fark etmiyorsunuz. Ama kalbinizdeki cılız ses hiç susmuyor, “Aşık olmak, sevmek ve sevilmek istiyorum” Aşık olmaktan niçin korkuyorsunuz, aşktan niye kaçıyorsunuz? İncinmek, kırılmak, aldatılmak istemiyorsunuz ama bu aşkın tarifi değil ki! Siz çevrenizdeki ilişkilerdeki olumsuzlukları düşünüyor içinizdeki sesi bastırmak için” İyi ki aşık değilim” kandırmacısıyla yaşıyorsunuz halbuki aşık olmak bambaşka bir heyecan bambaşka bir duygu. Aşık olduğunuzda kötü patronunuz artık o kadar kötü olmaz, sabah sıcak su mu akmıyorsa soğuk su insanı canlandırır diye düşünür soğuk suyla duş alırsınız, türlü bahaneler oluşturur onunla karşılaşmak ve sohbet etmek için imkan yaratırsınız, başka bir kadınla konuştuğunu gördüğünüzde kıskançlıktan deliye dönersiniz, gün boyunca sürekli onun ne kadar çekici ve etkileyici olduğunu düşünür ve özlersiniz, onu görünce çocuk gibi sevinir, onunla ilgili her detayı öğrenmeye çalışırsınız, asla affetmeyeceğiniz eski sevgilinizle karşılaştığınızda, hiçbir kızgınlık hissetmeden hatırını sorarsınız, yatağa girdiğinizde onu düşünür rüyanızda onu görmek için sabırsızlanırsınız…
Bu aşkın güzel yönleri ama hayatta unutmayın ki ağlamak ile gülmek, sevinmek ile üzülmek kardeştir. Önemli olan yaşanan anın değerini bilmek, duyguları dizginlemeden kalbinin sesiyle yaşamak.. Olabilecek her şeye rağmen…