Günümüzde sosyal medya ve akıllı telefonlar artık hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Ancak sosyal medyaya duyulan aşırı ilgi birtakım ruhsal problemleri de beraberinde getiriyor. Teknolojiye olan bu bağımlılık dijital çağ insanını tehdit ediyor. Bir çeşit kaygı bozukluğu olan FOMO (Fear of missing out); insanların gelişmeleri kaçırma korkusuyla gereksiz yere pişmanlık duyma davranışıdır. Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, sosyal medyada yaşanan gelişmeleri ve gündemi kaçırma korkusu olan FOMO sendromunun, bir nevi 'sanal uyuşturucu' olduğunu söylüyor. Dr. Mehmet Yavuz, FOMO sendromunu anlattı...

GENÇ NESİL VE ERKEKLER RİSK ALTINDA

FOMO sendromu, Z kuşağında daha fazla görülüyor. 90'lı yıllarda doğan, çok hızlı öğrenen, internet ve mobil teknolojileri kullanmayı seven, teknoloji ile iç içe kişilerden oluşan gruba Z kuşağı deniyor. Z kuşağı olan bireyler akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarları en fazla kullanan jenerasyon oldukları için FOMO hastalığına yakalanma oranları çok daha fazla. Gençlerde ve öğrencilerde bu sendroma daha sık rastlanmaktadır. FOMO'ya yakalanan yaş grupları ağırlıklı olarak 15-25 ve 25-35 yaş arasındadır. Özellikle sosyal medyada aktif olan gençlerde sürekli bir sosyal kaygı durumu söz konusudur. Çünkü gün boyunca gündemi ve sosyal çevredeki olayları kaçıracak olma endişesi hissederler. Yeni gelişmeleri kaçırma korkusu erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülüyor. Erkekler, kendi yaş gruplarındaki arkadaşlarının bir şeyi kendilerinden evvel okuduğunu ya da keşfettiğini fark ettiklerinde endişeye kapılıyorlar. Ayrıca çevresini aşırı düzeyde kontrol etme ihtiyacı duyan, başkalarının ne yaptığını bilme isteği yüksek olan insanlar; FOMO hastalığına daha çabuk yakalanıyor. Mesleği bilgisayarla bağlantılı olan insanların da bu hastalığa yakalanma oranı oldukça yüksek. Bu insanların, genellikle uyumadan önce ve sabah uyandıklarında ilk yaptıkları şey tüm sosyal medya hesaplarını kontrol etmek olur. Bu kişiler gün içinde de sosyal medya hesaplarından ayrı kalamazlar. Gelişmeleri kaçırmak endişesiyle gün içinde sürekli güncellemeleri takip ederler. Mesai saatleri içinde en ufak bir fırsat bulduklarında sosyal ağları takip ederler. İnsanlar artık birçok şeyi gerçekte değil sanal ortamda yaşamayı tercih ediyorlar. Kimin nerede ne yaptığına takılan, sosyal ağlarda mutlu insan fotoğraflarını gören kişi, kendisi dışında herkesin çok eğlendiğini ve mutlu olduğu zannediyor. Birçok insanın uykusuz kalmasına neden olan bu fobi, kaygı bozukluğuna neden oluyor.

BEĞENİ AL MAYIN CA ÜZÜLÜYORLAR

FOMO hastaları internet erişiminin olmadığı zamanlarda ise sinirli, stresli olurlar. Sürekli bir huzursuzluk içindedirler. Sanal âlemde yazdıkları yazılar veya paylaştıkları resimlere yeterince beğeni ve yorum yapılmadığında kendilerini reddedilmiş hisseder ve duygusal çöküş yaşarlar. Bu yüzden sosyal ağlarda geçirilen zamanı abartmamak gerekiyor.

EŞİNİZLE İLİŞKİNİZİ ETKİLEMEMELİ

Günlük hayatınızda sanal ortamda harcadığınız zaman giderek artıyor mu?
Sosyal medyadan uzak kaldığınız zamanlarda endişeli, öfkeli ya da karamsar oluyor musunuz?
Sanal ortamda vakit geçirirken kendinizi iyi, tersi ortamlarda ise sürekli sanal ortama ulaşma isteği içinde hissediyor musunuz?
Sosyal medya kullanımı yüzünden eşiniz veya çocuklarınızla olan ilişkiniz zarar görmüyor mu?
Bu durum okul başarınızın ya da iş yerindeki performansınızın düşmesine neden oluyor mu?
Sanal dünyadan uzak durmak için yapmış olduğunuz girişimler başarısızlıkla mı sonuçlanıyor? Bu belirtileri kendinizde görüyorsanız önlem almalısınız.