Gullbabici - Hayata Dair Herşey  
  #1  
Alt 06-05-2016, 11:12 PM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Osmanlı İmparatorluğu Yükselme Dönemi

Yükselme Dönemi (1453–1579)

Ana madde: Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi
Fatih Sultan Mehmet Dönemi (1451-1481)

İstanbul'un Fethi (1453)

Ana madde: İstanbul'un Fethi




Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un Fethi sırasında gemileri karadan yürütürken




İstanbul; 1000 yılı aşkın süredir devam eden Bizans İmparatorluğu'nun başkentiydi ve Ortodoks Kilisesi'nin merkeziydi. Bizans İmparatorluğu; çok geniş bir imparatorlukken aldığı yenilgilerle beraber tüm topraklarını kaybetmiştir ve dış dünya ile olan sınırları, başkenti olan İstanbul'un surları olmuştur. II. Mehmed; Bizans'ın İstanbul'a sıkışıp kalmasına ve hiçbir askeri etkinlik gösterememesine rağmen Bizans'a son verilmesine çok önemli görmüştür. Çünkü İstanbul'un bulunduğu mevki; Akdeniz ile Karadeniz arasındaki ticaret yolu ve İpek Yolu'na hakimdi. Ayrıca İstanbul Rumeli'den Anadolu'ya, Anadolu'dan Rumeli'ye geçişte kilit bir öneme sahipti. Bizans, Osmanlı ordusunun bu geçişlerini sürekli engelliyordu. Ayrıca Bizans; şehzadeler arasındaki taht kavgalarını, Haçlılar'ı ve Anadolu beylerini Osmanlı'ya karşı taarruza geçme konusunda sürekli kışkırtmaktaydı. İslam peygamberi Muhammed'in İstanbul'un fethiyle ilgili hadisi de şehrin fethi konusunda önemli bir yer ediniyordu. Bu nedenlerden dolayı II. Mehmed'den önce Yıldırım Bayezid ve II. Murad, İstanbul'u birkaç kez kuşatmışlardı ancak fethine muvaffak olamamışlardı. II. Mehmed; fethi gerçekleştirmek istemiş ve bu maksatla bir takım hazırlıklara girişmiştir. Bu hazırlıklar kapsamında; Yıldırım Bayezid'in, dönemindeki İstanbul kuşatmalarında yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı yaptırılmıştır. Böylece Karadeniz üzerinden İstanbul'a gelecek yardımların önü kesilmiştir. Avrupa'dan gelebilecek tehlikelere karşı II. Murad döneminde yapılmış olan barış antlaşmaları yenilenmiş ve Mora Yarımadası ile Balkanlar'a kuvvetler gönderilmiştir. İstanbul civarındaki Vize gibi kaleler fethedilerek 400 parçalık bir donanma hazırlanmıştır. Ayrıca surları aşmak ve yıkmak için tekerlekli kuleler yaptırılmış ve Şahi topları döktürülmüştür. Bizans ise; savunma için surları onarmış ve Haliç'e zincir germiştir. Ayrıca Papa'dan ve Avrupa'dan yardım istemiştir.
6 Nisan 1453'de kuşatma başlamış, 18 Nisan'a kadar surlar; Şahi toplarıyla dövülmüştür. 20 Nisan'da deniz mücadeleleri başlamıştır. Bu durum karşısında paniğe kapılan Papalık ve Venedikliler'in göndermiş oldukları gemiler Osmanlı donanmasını aşarak Haliç'e girmiştir. Bu durum karşısında II. Mehmed, 22 Nisan gecesi 70 kadırgayı yağlı kızaklar üzerinde karadan yürütmek üzere Dolmabahçe'den Haliç'e indirmiştir. Böylece hem Haliç'e inen gemiler hem de Haliç kıyısına yerleştirilen toplar vasıtasıyla İstanbul'un Haliç tarafındaki zayıf surları dövülmüştür. Nihayet 29 Mayıs 1453 tarihinde Osmanlı ordusu; surlarda açılan gediklerden İstanbul'a girmiş ve şehir fethedilmiştir.
Bu fetihle beraber 1000 yılı aşkın süredir devam eden Bizans İmparatorluğu son bulmuş, Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ açılmış, Ortodoks Kilisesi Osmanlılar'ın himayesine girmiş, II. Mehmed Fatih ünvanını almış ve Osmanlı Devleti, İmparatorluk olmuştur. Ayrıca bu fetih İtalya'da Rönesans hareketlerinin başlamasına, Coğrafi Keşifler'in gerçekleşmesine ve feodalitenin ortadan kalkmasına zemin hazırladığı gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun İslam dünyasındaki saygınlığını yükseltmiş ve yeni başkentinin İstanbul olmasını sağlamıştır.
Fatih Sultan Mehmet'in Fetihleri

Fatih Sultan Mehmet; İstanbul'un Fethi'ni gerçekleştirdikten sonra Avrupa'da doğan tepkileri önlemek, Avrupa'nın birleşmesini önlemek, Batı'daki hakimiyeti pekiştirmek, Balkan uluslarını tek bir çatı altında toplamak, sınırları genişletmek, İslam'ı yaymak ve doğudan gelen Türkmenler'e yeni yurtlar bulmak maksatlarıyla batıda; Karadeniz ticaretini kontrol altına almak, Rumeli'de daha rahat fetihler yapmak ve Anadolu'daki otoriteyi sağlamlaştırmak maksatlarıyla da doğuda fetih hareketlerine başlamıştır.
Fatih; ilk olarak Sırp Despotluğu üzerine üç büyük sefer düzenlemiş ve 1459 yılı itibariyle Belgrat hariç tüm Sırbistan'ı fethetmiştir. Macarlar'ın elindeki Belgrat'ın kuşatmasına da 1456 yılında giriştiyse de fethine muvaffak olamamıştır. Aynı yıl bir Ceneviz kolonisi olan Amasra'yı fethetmiştir. Daha sonra Mora Yarımadası'na sığınan Bizanslı valilerin Bizans'ı yeniden kurma ihtimaline karşı buraya sefer düzenlemiş ve 1460 yılında Modon, Koron, Navarin ve İnebahtı limanları hariç tüm Mora, Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1461 yılında, Bizans'ın son kalıntısı olan Trabzon Rum İmparatorluğu; Trabzon fethedilmek suretiyle ortadan kaldırılmış ve Candaroğulları Beyliği'ne de son verilmiştir. Ertesi yıl Osmanlı topraklarına hücum eden ve gönderilen elçiyi öldüren Eflak voyvodası Drakula'nın üstüne sefer yapılarak Eflak Prensliği tekrar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır. 1463 yılındaysa Osmanlı'ya karşı oluşturulan Haçlı ittifaklarından sürekli yer alan Bosna Krallığı'na son verilmiştir. 1466 yılında; Anadolu siyasi birliğinin sağlanması konusunda en çok uğraştıran beylik olan Karamanoğulları Beyliği'ne Konya, Karaman ve Kırşehir fethedilerek büyük ölçüde son verilmiştir. 1473 yılında, Osmanlı İmparatorluğu aleyhine ittifaklar oluşturan Akkoyunlular Devleti'ne sefer açan Fatih Sultan Mehmet, Otlukbeli Savaşı'nda bu devleti mağlup etmiştir. Böylece Doğu Anadolu'da Osmanlı hakimiyeti güçlenmiş ve Ali Kuşçu, Osmanlı hizmetine girmiştir. 1475 yılında Fatih; Altınordu Devleti'nin Timur İmparatorluğu tarafından mağlup edilip dağılmasıyla Kırım ve çevresinde kurulan Kırım Hanlığı üzerine, Gedik Ahmed Paşa komutasında bir donanma göndermiştir. Çünkü Kırm Hanlığı; Hacı Giray'ın ölümüyle büyük karışıklıklar içindeydi ve İpek Yolu'nun bir kolu da Kırım limanlarında sona eriyordu. Böylece Gedik Ahmed Paşa; başta Azak ve Kefe olmak üzere bölgedeki Ceneviz kolonilerini fethetmiş ve Kırım Hanlığı, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır. 1476 yılında, Venedik'le Osmanlı arasında süren deniz savaşlarını fırsat bilen Boğdan Prensliği vergisini ödememiştir. Bunun üzerine üzerine kuvvet gönderilerek Boğdan tekrar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır. 1479 yılındaysa 16 yıl süren deniz savaşları sonucunda Venedik mağlup edilerek bir antlaşma imzalanarak; Venedik Cumhuriyeti vergiye bağlanmış, Arnavutluk'la İşkodra ve Akçahisar kalelerine sahip olunmuştur.
Fatih Sultan Mehmet; İstanbul'un Fethi ile Ortodoks Kilisesi'ni kontrolü altına almıştı. Aynı şekilde Katolik Kilisesi'ni de kontrol altına almak isteyen Fatih, İtalya'nın güneyinde yer alan ve Napoli Krallığı'na ait olan Otranto'yu, Gedik Ahmed Paşa'yı göndererek fethetmiştir. Ancak Fatih 1481 yılında; yeni bir sefere çıkarken Gebze yakınlarında vefat etmiştir. Böylece Gedik Ahmed Paşa'nın ayrılmasından sonra Napoli Krallığı; Otranto'yu geri almıştır ve İtalya Seferi sonuçsuz kalmıştır.





II. Bayezid Dönemi (1481-1512)





Osmanlı İmparatorluğu'nun 1683 yılına kadar ulaştığı en geniş sınırlar.

Cem Sultan İsyanı

Ayrıca bakınız: Cem Sultan
Yeni bir sefere çıkan Fatih'in; Gebze yakınlarında vefat etmesiyle tahta, Yeniçerilerin desteğini alan Şehzade Bayezid oturmuştur. Fakat Bayezid'in kardeşi Cem; onun padişahlığını tanımayarak isyan başlatmıştır ve taht kavgasına girişmiştir. II. Bayezid tarafından mağlup edilen Cem Sultan sırasıyla Memlûkler'e, ardından da Rodos Şövalyeleri'ne sığınmıştır. Fakat Rodos Şövalyeleri tarafından Papalık'a teslim edilen Cem Sultan, Papa tarafından da Fransa Krallığı'na gönderilmiştir. Böylece Cem Sultan 1495'e kadar, ölünceye ya da öldürülünceye kadar Fransa'da kalmıştır ve bu süre zarfında Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa üzerine yaptığı seferler durmuştur.



II. Bayezid'in Balkanlar'da ve Denizlerde Fetihleri

II. Bayezid Dönemi'nde; Cem Sultan'ın esaretinden dolayı Fatih dönemindeki gibi büyük fetihler gerçekleştirilememiştir. Buna rağmen 1483 yılında Hersek, 1484 yılında da Boğdan Prensliği'ne ait olan Kili ve Akkerman kaleleri fethedilmiştir. Özellikle Kili ve Akkerman'ın fethiyle Kırım ve Osmanlı toprakları; kara bağlantısı vasıtasıyla birleşmiştir. Cem Sultan'ın ölümüyle beraber Venedikliler'le, 1499 ve 1502 yılları arasında süren bir deniz savaşı yapılmıştır. [59] Çünkü Venedikliler, Mora halkını Osmanlı'ya karşı isyana teşvik ediyordu. Nitekim üç yıl süren savaşlar sonunda Mora kıyılarındaki Venedik'e ait Modon, Koron, Navarin ve İnebahtı kaleleri fethedilerek Venedik'in, Mora üzerindeki hakimiyetine son verilmiştir. 1502 yılında da Venedikliler'le barış yapılmıştır.
1492 yılında İspanya'daki Katolik Kastilya Krallığı ve Aragon Krallığı birleşerek Beni Ahmer Devleti'nin başkenti Gırnata'yı almış ve güney İspanya'daki Müslüman hakimiyeti sona ermiştir. Kastilya ve Leon krallıkları; bölgedeki Müslüman ve Yahudiler'e yönelik büyük bir soykırım hareketine girişmişlerdir. Bu yüzden gelen yardım çağrıları üzerine II. Bayezid; Oruç Reis'i ve Kemal Reis'i İspanya'ya göndermiştir. Bu denizciler bölgedeki Müslüman ve Yahudi halkı gemilere bindirerek soykırımdan kurtarmıştır. Müslümanlar Kuzey Afrika'ya, Yahudiler'se Selanik, İzmir ve İstanbul'a yerleştirilmiştir.
Memlûkler ile Harpler (1485-1491)

II. Bayezid Dönemi'nde; Fatih döneminde ortaya çıkan Hicaz Su Yolları sorunundan başka Cem Sultan'ı korumaları, Karamanoğlu Kasım Bey'le Osmanlı aleyhine işbirliği yapmaları, Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları üzerinde hakimiyet kurmak istemeleri ve Hicaz'a giden Türk hacılarına engel olmaları sebebiyle Memlûkler'le savaşlar başlamıştır. Altı yıl süren savaşlar esnasında iki taraf birbirine üstünlük sağlayamasa da Osmanlı İmparatorluğu; ilk olarak Fatih döneminde büyük ölçüde son verilen Karamanoğulları Beyliği'ne kesin olarak 1487 yılında son vermiştir. Ayrıca Adana ve Tarsus'da fethedilmiştir. Daha sonra Tunus hükümdarının araya girmesiyle iki devlet arasında barış yapılmış ve Osmanlı, savaş sırasında aldığı Adana ve Tarsus'u, Hicaz bölgesine ait vakıf toprağı olmalarından dolayı geri vermiştir.
Safevîler ile İlişkiler

İran'da Şah İsmail tarafından kurulan Safeviler; başta Şeybaniler ve Akkoyunlular olmak üzere birçok devlete son vererek ya da kendisine bağlayarak Horasan, İran ve Azerbaycan'a hakim olmuştur. Şah İsmail; Şiilik'i devletin resmi mezhebi haline getirmiş ve öteden beri göz diktiği Anadolu üzerinde de Şii propagandası yapmaya başlamıştır. Bu maksatla birçok adamını Anadolu'ya göndermiştir. Nitekim Anadolu'da geniş bir taraftar kitlesi edine Şah İsmail; Osmanlı toprak bütünlüğünü tehdit etmeye başlamıştır. Bu taraftar kitlesi Anadolu'da birçok isyan çıkarmış ve bunlardan 1511 yılında Teke yöresinde çıkan Şah Kulu İsyanı güçlükle bastırılmış ve Şah Kulu öldürülmüştür.Ama bu isyandan dolayı II. Bayezid nüfuzunu kaybetmiş ve oğulları arasında taht kavgaları başlamıştır.
II. Bayezid'in küçük oğlu olan ve Trabzon valiliği yapan Şehzade Selim; ağabeyi Şehzade Ahmet'in tahta çıkacağını öğrenince kuvvetlerini toplamış ve deniz yoluyla önce Kırım'a oradan da Tuna Nehri'ne girerek Silistre'de karaya çıkmıştır. Buradan ilerleyerek İstanbul'a yürüyen Şehzade Selim; babasının kuvvetleri tarafından Çorlu'da mağlup edilmiş ve Kırım'a kaçmıştır. Daha sonra kendisini destekleyen Yeniçeriler'in Nisan 1512'deki isyanıyla babası II. Bayezid'in yerine tahta çıkmıştır. II. Bayezid'se; kalan ömrünü doğduğu Dimetoka'da geçirmek istemiştir. Lakin Dimetoka'ya giderken, Çorlu yakınlarında vefat etmiştir. Böylece II. Bayezid doğudaki Şii tehlikesine karşı izlediği pasif politikadan dolayı tahtına kaybetmiş ve küçük oğlu Selim, yeni padişah olmuştur.








Osmanlı Hilafet'in bayrağı


Yavuz Sultan Selim Dönemi (1512-1520)

Daha sonradan Yavuz Sultan Selim adıyla da anılacak olan I. Selim, babasının döneminde başlayan Şii tehdidine karşı mücadeleye girişti. Safeviler ile yaptığı Çaldıran Muharebesi'ni kazandı ve ülkenin başkenti Tebriz'e kadar ilerledi.[64] Bundan sonra, Memlûklar'a karşı harekete geçti. Yapılan Mercidabık ve Ridaniye Muharebeleri sonrasında Memlüklüleri yıkarak Suriye, Filistin ve Mısır'ı devletin topraklarına kattı. Hicaz'ı, egemenlik altına aldı ve devleti Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuşturdu. Peygamber Muhammed'in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen eşyaları İstanbul'a getirtti ve hilafetin Osmanlı Hanedanı'na geçmesini sağladı. Böylece halife unvanını kullanan ilk Osmanlı padişahı olmuş oldu. 1520'de, batıya sefer düzenlemek amacıyla yola çıktığı sırada Edirne'de vefat etti.






Mohaç Muharebesi'ni anlatan bir çizim


Çaldıran Savaşı (1514)

Ana madde: Çaldıran Savaşı
Doğudaki Safevî tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla harekete geçen Yavuz Sultan Selim; ilk başta ağabeyleri Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut'un isyanlarını bastırmış ve emirlerinde bulunan Kızılbaş ordularını imha etmiştir. Böylece içte birliği sağlayan Yavuz, ordusuyla beraber İran'a doğru harekete geçmiştir. Osmanlı ülkesindeki casusları vasıtasıyla Yavuz'un harekete geçtiğini öğrenen Şah İsmail, sürekli geri çekilmiş ve çekildiği yerli yakıp yıkmıştır. Böylece Şah İsmail; Osmanlı ordusunu sürekli harap yerlerden geçmekten bıktırarak orduda isyan çıkmasını ve Yavuz'u geri döndürmeyi planlamıştır. Bu planında da başarı göstermiş ve Osmanlı ordusunda bir isyan havası oluşmuştur. Fakat Yavuz'un kararlığı karşısında Osmanlı ordusu ilerlemiş ve nihayet Çaldıran Ovası'nda ordugah kuran Şah İsmail'in ordusuyla karşılaşmıştır. Şah İsmail; ilk başta Osmanlı ordusundaki Rumeli kuvvetlerine taarruz ederek onlara ağır kayıplar verdirmiş ve Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa'yı şehit etmiştir. Ama Yavuz'un ve Hadım Sinan Paşa'nın başarılı harp taktikleri karşısında ordusunun tamamına yakının kaybetmiş ve canını zor kurtarmıştır. Bu savaştan sonra Doğu Anadolu ve Safevîler'in başkenti Tebriz, Osmanlılar'ın eline geçmiştir. Yavuz Sultan Selim; Tebriz'de kışlamak istese de ordunun yorgunluğu sebebiyle İstanbul'a dönmüştür. Safevîler; Yavuz döndükten sonra Doğu Anadolu hariç kaybettikleri toprakların hepsini geri almışlardır. Zaten bu savaşta maksat toprak almak değil; bu iki devlet arasındaki güç mücadelesinin neticelendirilmesiydi. Nitekim bu güç mücadelesinden de Osmanlı İmparatorluğu üstün çıkmış ve Şii tehlikesi bertaraf edilmiştir. [69]
Turnadağ Savaşı (1515)

Ana madde: Turnadağ Savaşı
Yavuz Sultan Selim; Safevîler'in üzerine giderken Dulkadiroğulları beyi Alaüddevle Bozkurt Bey'den, askerleriyle beraber kendisine katılmasını istemişti. Fakat Alaüddevle Bozkurt Bey bu isteği reddederek düşmanca bir tutum izlemişti. Bu nedenle Yavuz; Çaldıran Savaşı dönüşünde 42.000 kişilik bir kuvveti Hadım Sinan Paşa kumandasında Dulkadiroğulları üzerine göndermiştir. İki ordu Elbistan, Göksun'da karşılaşmış ve Hadım Sinan Paşa, Alaüddevle Bozkurt Bey'i mağlup etmiştir. Böylece Alaüddevle Bozkurt Bey idam edilmiş ve Dulkadiroğulları tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim, Safevîler'in üzerine giderken Ramazanoğulları Beyliği'ni de kendisine bağlamıştı. Bu savaşla da son Anadolu beyliği olan Dulkadiroğulları'da ortadan kaldırılmıştır ve böylece, Anadolu Türk siyasi birliği tam olarak sağlanmıştır.
Halifeliğin ve "Kutsal Emanetler"in Osmanlılara Geçmesi

Mercidabık Savaşı (1516)

Ana madde: Mercidabık Savaşı
Fatih döneminde Suriye, Mısır, Filistin ve Hicaz'a hakim olan, Abbasi halifesini korumakta olan Memlûkler devleti ile olan ilişkiler bozulmuştur. Çünkü Fatih; çok uzun zamandır kullanılamaz halde olan Hicaz bölgesindeki su yollarını tamir ettirmek istemiş fakat Memlûkler, Fatih'in bu girişimini engellemişlerdir. Böylece iki devletin arası açılmıştır. II. Bayezid dönemindeyse Memlûkler'in; Cem Sultan'ı korumaları, başta Karamanoğlu Kasım Bey olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu'nun batıdaki düşmanlarıyla ve Safevîler'le Osmanlı aleyhine işbirliği yapmaları, Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları üzerinde hakimiyet kurmak istemeleri ve Hicaz'a giden Türk hacılarına engel olmaları sebepleriyle iki devletin arası iyice açılmıştır. Fatih, Memlûkler'in üstüne sefer yapmak istemiş fakat bu seferi gerçekleştiremeden vefat etmiştir. II. Bayezid dönemindeyse iki devlet arasında 6 yıl süren savaşlar yaşanmış fakat bu savaşlardan bir sonuç alınamamıştır.
Yavuz Sultan Selim; doğudaki düşman olan Safevîler'i bertaraf ettikten sonra bu seferde güneydeki düşman olan Memlûkler'le hesaplaşmak istemekteydi. Bunun için hazırlıklarını tamamladıktan sonra 1516 yılında ordusuyla beraber İstanbul'dan ayrılmış ve Suriye'ye girmiştir. Memlûk sultanı Kansu Gavri; Osmanlı ülkesindeki hafiyeleri vasıtasıyla nereye yapılacağı bilinmeyen bu seferin kendi ülkesi üzerine yapılacağını öğrenmiş ve hem yeğeni hem de başveziri olan Eşref Tumanbay'la beraber, 80.000 kişilik bir orduyla Halep'e gelmiştir. Daha sonra iki ordu 24 Ağustos 1516'da Halep'in kuzeyinde karşı karşıya gelmiş ve harp, kesin Osmanlı zaferiyle sonuçlanmıştır. 80.000 kişilik Memlûk ordusunun 72.000 kişilik büyük bir kısmı imha edilmiş ve Kansu Gavri, savaş sırasında ölmüştür. Bu zaferden sonra Osmanlı ordusu 28 Ağustos'ta Halep'e, 27 Eylül'de Şam'a girmiştir. Bu savaşla beraber Suriye ile Filistin Osmanlı topraklarına katılmış ve Memlûkler'e ilk darbe vurulmuştur.
Ridaniye Savaşı (1517)

Ana madde: Ridaniye Savaşı
Yavuz Sultan Selim; Mercidabık Savaşı'nda Memlûkler'i mağlup ederek Suriye ve Filistin'i topraklarına katmıştı. Daha sonra kışı Şam'da geçiren Yavuz, harekete geçerek ordusuyla birlikte ilerlemeye başlamıştır. Memlûkler ise Venedikliler'den silah ve top satın alarak bir savunma hattı oluşturmuşlardır. Memlûkler'in elindeki toplar sabitti ve olduğu yere çakılmış durumdaydı. Yani bu toplar tek bir yöne ateş açabilirlerdi ve arkadan gelecek herhangi bir taarruzda devre dışı kalabilirlerdi. Bunun farkında olan Yavuz ve Osmanlı ordusu, Sina Çölü'nü aşarak Memlûk ordusunu, arkadan vurmuşlar ve mühim bir galibiyet kazanmışlardır. Ridaniye Savaşı olarak bilinen bu savaşla beraber; Memlûkler'in elindeki son ülke olan Mısır'da fethedilmiş ve Hilafet; Abbasi hanedanından Osmanlı hanedanına devredilmiş, İslam peygamberi Muhammed'in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen eşyaları Topkapı Sarayı'na nakledilmiş, Baharat Yolu Osmanlı denetimine girmiş, İslam birliği büyük ölçüde sağlanmış, Osmanlı İmparatorluğu İslam dünyasının lideri olmuş, Venedik Cumhuriyeti Kıbrıs için Memlûkler'e ödediği vergiyi Osmanlı'ya ödemeye başlamış, Osmanlı hazinesi ağzına kadar dolmuş, Mısır'daki halife ve akrabalarıyla alim ve sanatkarlar İstanbul'a getirilmiş ve Yavuz Sultan Selim Hadimü'l-Haremeyn-i Şerifeyn (Mekke ve Medine'nin hizmetçisi) ünvanını almıştır. Yavuz Mısır'da iken Mekke şerifi; Mekke ve Medine'nin anahtarlarını kendisine teslim etmiştir. Yavuz Sultan Selim; Osmanlı hanedanına mensup ilk halife ve halife ünvanını kullanan ilk padişah olmuştur.
Yavuz Sultan Selim; 1520 yılında o zaman Şirpençe olarak adlandırılan, Şarbon'un insanlarda görülen bir türü olan ve bugün tıptaki adı Karbonkül olan rahatsızlığa yakalanmış ve batıya düzenleyeceği bir sefer için Edirne'de bulunan ordusunun başına geçmek üzere yoldayken babasıyla aynı yerde, Çorlu yakınlarında vefat etmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman Dönemi (1520-1566)

İlk Yılları

Babasının ölümü üzerine tahta çıkan I. Süleyman, saltanatının ilk yıllarında Belgrad'ı ve Rodos'u fethetti. Macaristan ile yaptığı Mohaç Muhrebesi sonucunda krallığı kendisine bağlı bir hale getirdi. Ardından 1529'da Avusturya'nın başkenti olan Viyana'yı kuşattı; ancak başarısız oldu.1533'te Cezayir hükümdarı Barbaros Hayreddin Paşa, İstanbul'a geldi ve imparatorluğun hizmetine girdi.[75] Bir sonraki yıl ise Kaptan-ı derya olarak görevlendirildi. Aynı yıl Süleyman, Bağdat ve Tebriz'i imparatorluğun topraklarına kattı. 1536'da, Fransa ile ittifak kurdu; bu ittifakın bir parçası olarak yapılan Nice ve Korsika kuşatmalarını yaptı (İtalya Savaşı). I. Süleyman batıda Muhteşem Süleyman, doğuda Kanuni Sultan Süleyman olarak tanındı. 1565 yılında Malta'yı kuşatsa da, kuşatma başarısız oldu. Saltanatının son yıllarında, üç kıtaya yayılan imparatorluğunun topraklarında yaşayan insan sayısı 15 milyona ulaştı.
Dönemindeki İsyanlar

I. Süleyman; Yavuz Sultan Selim'in vefatı üzerine tahta çıkmıştır. İlerleyen zamanlarda kazandığı zaferlerle batıda Muhteşem, yaptığı kanunlarla ve adalete bağlılığından dolayı Osmanlı ülkesinde Kanuni lakabını alan I. Süleyman; ilk yıllarında bazı isyanlarla karşılaşmıştır. Yavuz Sultan Selim; Suriye'yi fethettiği zaman Şam Beylerbeyliği'ne eski bir Memlûk komutanı olan Canberdi Gazali'yi getirmişti. Canberdi Gazali, Osmanlı'daki padişah değişikliğini fırsat bilerek 1521 yılında, Memlûk Devleti'ni yeniden kurmak maksadıyla bir isyan başlatmıştır. Nitekim Şehsüvaroğlu Ali Bey, isyanı bastırmıştır . Diğer bir isyanı da Ahmet Paşa çıkarmıştı. Çünkü Ahmet Paşa; sadrazamlık beklerken kendisine Mısır valiliği verilmişti. Bu yüzden Memlûk ileri gelenlerini yanına alarak isyan başlatan Ahmet Paşa, çok geçmeden hezimete uğramıştır. Daha sonra Mısır'a gönderilen Sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa, bölgedeki düzeni ve asayişi sağlamıştır. İki ayrı isyan da Türkmenler tarafından çıkarılmıştır. Safevî propagandasının etkisiyle ve vergi sorununu bahane eden Türkmenler, Baba Zünnun etrafından toplanarak Bozok (Yozgat) civarında isyan başlatmışlardır. Bu isyan kısa sürede bastırılmıştır. Diğer Türkmen isyanı da Kalender Çelebi İsyanı'dır. Tımarlarının haksız yere ellerinden alındığını ileri süren Kalenderoğlu ve çevresindeki insanlar, Karaman'da ayaklanmışlardır. Bu isyan, merkezden gönderilen kuvvetlerle bastırılmıştır. Böylece Kanuni Sultan Süleyman; doğuda ve batıda sistemli fetih hareketlerine başlamıştır.



Belgrad ve Rodos'un Fethi (1521-1522)

Ana madde: Belgrad'ın Fethi
Ana madde: Rodos'un Fethi
Kanuni Sultan Süleyman; ilk seferini Macar Krallığı üzerine 1521 yılında yapmıştır. Çünkü Macar Kralı II. Lajos, akrabalık kurduğu Kutsal Roma Cermen imparatoru Şarlken'e güvenerek Osmanlı İmparatorluğu'na ödemesi gereken vergiyi ödememiş ve bunun üzerine gönderilen elçiyi öldürmüştür. Bu seferle hem karadan hem de Tuna Nehri üzerinden kuşatmak suretiyle II. Murad'ın ve büyük dedesi Fatih Sultan Mehmet'in fethedemediği Belgrat'ın fethine muvaffak olan Kanuni, Balkanlar'dan Orta Avrupa'ya geçiş için çok önemli bir üs elde etmiştir.
Rodos Adası; Ege Denizi'nin güneydoğusunda yer alan; Anadolu, Suriye ve Mısır arasındaki deniz yolunun geçtiği önemli bir mevkidir. Bu ada da yerleşmiş bulunan Rodos Şövalyeleri; Osmanlı İmparatorluğu'na ait olan gemilere sürekli yağma hareketinde bulunmakta ve yol güvenliği bırakmamaktaydılar. Bu nedenle Fatih Sultan Mehmet, bu adayı kuşatmıştır ama fethine muvaffak olamamıştır. Ancak Kanuni devrinde tekrar kuşatılan ada, çok kısa sürede fethedilmiş ve adadan kaçan şövalyeler, Şarlken tarafından Malta Adası'na yerleştirilmişlerdir. Böylece Anadolu, Suriye ve Mısır arasındaki deniz yolunda güvenlik sağlanmış ve ticaret faaliyetleri artmıştır.
Mohaç Meydan Savaşı (1526)

Ana madde: Mohaç Muharebesi (1526)
Kanuni Sultan Süleyman'ın fethettiği Belgrad'ı geri almak isteyen Macar kralı II. Lajos; Şarlken'e güvenerek Osmanlı sınırlarına tecavüzlerde bulunuyordu. Ayrıca Kutsal Roma Cermen imparatoru Şarlken; Fransa kralı Fransuva'yı esir almıştı ve bu yüzden Fransuva'nın annesi, bir mektupla Kanuni'den yardım istemiştir. Kanuni; Avrupa'da oluşabilecek bir Haçlı ittifakından Fransa Krallığı'nı koparmak maksadıyla bu talebi kabul etmiştir ve Macaristan üzerine sefer açmıştır. İki ordu 29 Ağustos 1526'da Mohaç Ovası'nda karşılaşmıştır. Macar ordusunun tamamına yakına imha edilmiş ve Lajos öldürülmüştür. Böylece bu savaş kesin Osmanlı zaferiyle sonuçlanmış ve Macaristan, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır. Ayrıca Kanuni'nin desteklediği Jan Zapolya, Macar tahtına çıkarılmıştır. Savaşın Macar yenilgisiyle sonuçlanmasıyla Madrid Antlaşması imzalanmış ve Şarlken, Fransa kralı Fransuva'yı serbest bırakmıştır.
Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç  Cevapla

Seçenekler Arama
Stil
Forum Bilgilendirme Linkler
Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir.
tuzla escort seks hikayeleri seks filmi izle ... bursa escort bursa escort bursa escort ... sincan escort kızılay escort rus escort etlik escort beylikduzu escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti eryaman escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno Casibom hack forum Casibom Casibom Giriş Casibom Yeni Giriş Onwin Onwin giriş gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri gaziantep escort Canlı bahis siteleri escort escort escort travestileri travestileri Escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com etlik escort etimesgut escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan sincan escort otele gelen escort antalya rus escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108