Stres, hayatımızı yalnızca psikolojik olarak etkilemez. Yaşanan stres, fiziksel olarak vücudu etkilemektedir. Stres, hormonal dengeyi etkiler. Stres yüzünden yaşanan adet gecikmeleri bu duruma en iyi örneklerden biridir. Şiddetli travmalar yaşayan kadınlar, düzensiz yumurtlamaya başlar, adetleri düzensiz olmaya başlar hatta kimi zaman hiç adet görmeme sorunları dahi söz konusu olabilmektedir.

Stresin tüp bebek başarısını olumsuz etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Fakat tüp bebek tedavisinde ilaçlar ile yumurtalıklar uyarıldığı için dışarıdan etki edilerek yumurtlama sağlanıyor. Bu sebeple tüp bebek tedavisinin stresle pek ilişkilendirilemeyeceği düşünülebilir. Ancak yaşanan stres yumurta kalitelerini etkileyebilir, vücudun direncini bozabilir. Stressiz bir tüp bebek tedavisi düşünülemez ancak stresin kontrol altına alınması, başarıyı etkilemeyecek kalibrede yaşanması önemlidir.

Tüp bebek tedavisinde çiftler psikolojik ve maddi olarak zorlanmaktadır. Bu tedavinin herhangi bir tıbbi zorluğu olmasa dahi tedavi sürecindeki belirsizlik ve yapılan fedakarlıkların başarıya ulaşıp ulaşamayacağını düşünmek oldukça zordur. Bu sebeple de yaşanan stres normaldir. Ancak stresin fiziksel olarak etkilerini göstermesi, depresyon gibi ciddi sorunların ortaya çıkması durumunda profesyonel bir yardım almak önemlidir. Stresin yaşanması normaldir ancak kontrol altına alınması gerekir.

Stresin azaltılması için ise, ilk olarak güvenebileceğiniz bir doktor bulmak, tedavinin her aşamasını dinlemek ve anlamak, tedaviye aktif olarak katılmak gerekir. Tüp bebek ekibi, bu noktada oldukça önemlidir. Anne ve baba adayının sorularına cevap verecek, iletişim kurma yetisine sahip bir ekip, çifti daha güvende hissettirecek ve stresin azalmasını sağlayacaktır.

Tüp bebek tedavisine başlayan bir çift, tedavi süresince ‘’sıcak banyo yaparsan tedavi boşa gider.’’, ‘’ embriyo transferinden sonra yatmadıysan çocuk olmaz.’’ Gibi kulaktan duyulan bilgilerle kendilerini kötü hissedebilir. Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen birçok faktör olduğundan, özellikle anne adayı yediği yemekten ya da yaptığı banyodan dolayı tedavinin başarısız olduğunu düşünerek kendini suçlu hissedebilir. İlaçlarınızı almayı beş dakika kadar geciktiren bir kadın da bu başarısızlığı tamamen kendi suçu olarak görebilir. Tüm bunlar aşırı stres sorunlarına yol açar. Bu gibi durumlara mahal vermemek adına mutlaka doğru bilgilendirme, araştırma ve tedaviye aktif katılım gereklidir.

• Tedaviye başlamadan önce anne ve baba adayı karşılıklı oturarak her ihtimali konuşmalı ve her durumda birbirine destek olacaklarını söylemelidir.
• Tüp bebek tedavisi sırasında akupunktur yöntemi stresi azaltmak için denenebilir.
• Tedavi sırasında alınan kararlarda uyum içinde olmak, anlaşmazlığa düşmemek önemlidir.
• Tedavi aşamasında stresi kontrol etmek adına çiftler profesyonel bir yardım almaktan çekinmemelidir.
• Baba adayı mümkünse tedavinin her aşamasında annenin yanında olmalıdır.
• Nikotin ve kafein ihtiva eden şeylerden olabildiğince uzak durmak gerekir.
• Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır.
• Tüp bebek tedavisi ile ilgili sorunların cevabı mutlaka öğrenilmelidir.
• Kulaktan dolma bilgilere prim verilmemeli, doktorunuza güvenilmelidir.
• Tedaviden önce aile dostları ya da aile bireyleri ile bu konu konuşulmalıdır.
• Tedaviye başlamadan önce çift, psikolojik olarak buna hazır olmalıdır.
• Tüp bebek tedavisi çiftler açısından yorucu bir tedavidir. Ancak başarıya ulaşma şansı yaklaşık olarak %50’dir. Gebelikle sonuçlanan bir tedavide, çift tüm yorgunluğunu ve stresini unutacaktır.
• Bu noktada önemli olan çiftlerin gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmemesidir.