Anoreksiya, çoğunlukla yüksek sosyo ekonomik düzeyde olan ailelerde görülen yemek yememek, az uyku uyumak, bunun yanında fazla aktiflikle ortaya çıkan psikolojik bir bozukluktur. Kilo almaktan korkan, genç kızlarda mankenlere olan özenti, psikolojik etkenler ve gelişim sorunları rahatsızlığı hazırlayan etkenler arasındadır. Bu rahatsızlık çoğunlukla ergenlik döneminde yaşansa da, erişkinlik dönemlerinde de görülebilir. Bu sorun aşırı zayıflama beklentisi olan herkeste gelişebilir. Kişilerde yeme bozukluğu yediği besinlerden dolayı suçluluk duyarak kusma, besinlerden tiksinerek yememek ya da daha sonra yemeği yiyemeyecekmiş gibi aşırı yemekle ortaya çıkar. Toplumda yaygın olarak genç kızları etkisi altına alan rahatsızlık, manken, hostes, aktör, dansöz gibi görünümü ön planda olan mesleklerde çalışan kişilerde daha sık görülmektedir. Bu rahatsızlığın görüldüğü kişilerde depresyon, aseksüellik, homoseksüellik, anksiyete, uyuşturucu madde kullanımı ya da kişilik bozuklukları sıkça görülmektedir. Atletlerde, vejetaryenlerde ve ölümcül kronik hastalığı bulunanlar da yeme bozukluğu rahatsızlıkları sıkça görülmektedir. Kişinin biyolojik özellikleri, genetik faktörler, yetiştirilme tarzı ve kültürel özelliklerine göre yeme bozukluğu gelişebilir. Zayıflık hastalığı olarak kabul edilen anoreksiya beyinde kalıcı hasar bırakabilmekte, kilo kaybı sonucunda beyin kütlesinde eksilme ve beyinde gerçekleşen reaksiyonlarda değişimler olabilir.




Anoreksiya tanı ölçütleri nelerdir?

• Hastanın kilosunu gizlemeye çalışması: Hastalar kalın giysiler giyerek, verdikleri kiloları gizlemeye çalışırlar.
• Beden algısında bozukluk gözlemlenmesi: Bu rahatsızlığa yakalanan kişiler bedenleri zayıf olsa da, hala şişman olduklarından yakınırlar.
• Kendi başına yemek: Başkalarından gizlemek için yemeklerin tek başına yenmesi.
• En az 3 ay süreyle menstürasyon yani adet görmemek: Aşırı kilo kaybı yaşamak, adet dönemini sona erdirebilir.
• Sosyal hayattan çekilme: Hastaların arkadaşlarından ve sosyal çalışmalardan uzaklaşması ve mutsuz bir görünüme büründüğü görülür.
• Tuhaf yeme alışkanlıkları: Yemek sırasında kaşık, çatal gibi eşyalarla oynama, yemeklerde çiğneme sürelerini çok uzun tutmak, düşük kalorili besinleri yemek gibi alışkanlıkların olması
• Egzersiz yapma takıntısı: Hastaların aldığı kalorileri yakmak için egzersiz yapma ısrarıyla, otururken bile ayaklarını oynatma gibi alışkanlıklar edinmesi.
• Kabız olmamak için ilaç kullanmak: Hastalar kilo kaybını sağlamak için ishal yapıcı ilaçlara yönelirler.
• Cildin yumuşaması ve soluklaşması: Cildin kendini aşırı zayıflamadan ötürü ısı kaybından korunmak için yumuşaması ve cildin solgunlaşması.
• Mide ağrıları: Midenin uzun süre aç kalması ağrıların görülmesine sebep olmaktadır.
• Yiyecek saplantısı: Yememe bozukluğu olsa da, hastalarda yemek tariflerine karşı ilgi olmaktadır.

Anoreksiya hastalığına tutulmuş olan kişiler nasıl davranır?
Bu insanların kilo alma korkusu vardır. Bu olayı bir kabus haline getirirler. Daha önceki kilolarına ya da beğendikleri kişilerin kilolarına inebilmek için kendilerine hedef belirler ve gün içinde sürekli olarak tartılırlar. Toplum içinde bulunduklarında küçük porsiyonlarda yemek yerler, aç bile olsalar tok olduklarını dile getirirler. Kısa zamanda fazla miktarda kilo verirler. Kabızlık sorunu çeker, adet olmama problemi yaşarlar. Saç dökülme ve tüylenme sıkça yaşanan bir sorundur. Yedikleri besinler normal miktarda olsa da, mide bulantısı, hazımsızlık ve şişkinlik hissederler. Ders çalışma ve temizlik yapma gibi saplantıları bulunur. Korkak, agresif, depresif sorunlar yaşarlar. Sosyal çevrelerinde azalma dikkat çeker. Spor ve egzersiz çalışmalarına ağırlık verirler. Cinsel açıdan isteksizlik gibi sorunlar yaşarlar.
Anoreksiya tedavisi nasıl yapılır?
Bu rahatsızlığın tedavisi oldukça zordur. Hastalar mutlaka profesyonel yardım almalıdır. İzlenmesi gereken en doğru yol tedavide psikolojik, tıbbi ve beslenme konsültasyonunu içeren bir çalışma yapılmalıdır. Bu kişiler tehlikede olmadığını düşünür ve herhangi bir yardıma gereksinimi olmadığına kanaat getirirler. Uygulanan tedavi bir kaç yıla kadar uzayabilir. Yapılan tedavi sonrasında rahatsızlığın yeniden tekrarlama olasılığı vardır.