Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iç güvenlik paketine ilişkin direnme çağrısına “Ya madem sen demokratik bir siyasi partisin, bir partinin genel başkanısın, halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam!” diyerek eleştirdi. “Kimse bu bir haftalık ertelemeyi, iç güvenlik reformu paketinden herhangi bir şekilde zamana yayıldığı veya vazgeçildiği gibi intibaya kapılmasın. İç güvenlik reformu paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır” diyen Davutoğlu, tüm patilere bir hafta düşünme imkanı verdiklerini, önerileri beklediklerini söyledi.
Davutoğlu, dün Ak Parti grup toplantısındaki konuşmasının başında Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar’ın vefatı nedeniyle başsağlığı diledi. Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
- SANDIĞA ÇAĞIR: Tarihe kayıt olarak düşün, Kılıçdaroğlu halkı iç güvenlik paketine karşı direnmeye çağırdı. Ya madem sen demokratik bir siyasi partisin, bir partinin genel başkanısın, halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam.. Eğer kendine güveniyorsan halka, ‘Burada bu yasalar yanlış çıkarılıyor, biz size daha iyi yasa çıkaracağız, bize oy verin. Sandığa gidin ben 5 ay sonra bu yasayı değiştireceğim’ de. Beyefendinin sandıktan ümidi yok ki.. 60 ihtilali öncesinde de İnönü çıkıp, ‘şartlar olgunlaştığında ihtilal meşru bir hak olur’ demişti.
- ERTELENDİ SANMAYIN: Kimse bir haftalık ertelemeyi, iç güvenlik reformu paketinden herhangi bir şekilde zamana yayıldığı veya vazgeçildiği gibi intibaya kapılmasın. İç güvenlik reformu paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır. Bir haftada bütün bu partilere, düşünme teneffüsü imkanı veriyoruz. Her birisi kendisi ile bir muhasebe yapsın. Biz onlarla konuşmaya hazırız. Her türlü diyaloğa ve müzakereye hazırız. Ama krize asla hazır değiliz, krize, kaosa asla yol vermeyeceğiz.
- DARBE ÖRNEKLİ SAVUNMA: 12 Eylül Anayasası’nın alternatifi olacak konuları gündeme getirdiğimizde hemen parlamenter demokrasiden bahsediyorlar. Doğru, parlamento milletin iradesinin kalbidir. Peki ama bir tarihi muhasebe yapma vakti değil mi? CHP ve MHP’ye soruyorum; 27 Mayıs öncesinde ‘şartlar oluştuğunda ihtilal meşru bir haktır’ diyen CHP, o parlamentonun kapanmasında birinci derecede suçludur. O zaman parlamentonun onurunu korudular mı? Parlamentoyu lağvedip onun yerine geçen Milli Birlik Komitesi içinde bulunan MHP’li öncüler oradayken MHP, parlamenter demokrasiden bahsedebilir mi? Açalım defterleri.