Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 01-20-2016, 11:07 PM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Masumiyetten maskeye



İnsan; doğar, büyür, gelişir ve nihayetinde ölür. Gelişim psikolojisinin en basit klişelerindedir aslında bu cümle…
İnsanın ilk varoluşsal gerçeği bir spermin gelip de bir yumurtayı dölemesiyle başlar. Bu gerçek insan dışındaki diğer canlılar için de üreme şekilllerine bağlı olarak varyasyonlar gösterir. Mesela bir civcivin dünyaya gelmesi hiç de kolay değildir. Tavukla çifleşmeye giren horozun spermeleri tavuktaki yumurta kanalında 7-8 gün gibi yorucu bir yolculuğun sonunda ancak yumurtaya ulaşabilmektedir ve kuluçka dediğimiz epey bir süre sonunda da işte civciv ortaya çıkmaktadır. Aslında her canlı için varolmak yorucu bir süreç, büyümek ise sancılı dönemlerle eşgüdümlü olmakta, gelişim ise baştan aşağı zorlukları ifade etmektedir belkide…
Gelişimin bir de sosyal psikolojik yönü vardır elbet. İnsan, anne karnındaki fizyolojik gelişimini 40 haftada tamamlar derken dünyaya gelir. Dünyaya gelen bebek aslında savunmasız değildir. Bilişsel Gelişim Kuramcılarından olan Piaget’e göre bebeğin doğduğu andan itibaren “emme ve tutma” gibi iki önemli refleksi vardır. Bu iki önemli refleks, onun şema oluşturmada kullanacağı yani sosyal çevreyi fiziksel yaşantılar sonucunda öğreneceği argümanı olacaktır. Bu argümanlar zaman içinde artacak, şemalar oluşacak ve bebek bilgiyi işte zihninde böylece kodlamanın yollarını öğrenecektir. Çevreden edindiği, toplumsal hayata uyum sağlamada kullanacağı her yeni bilgi ise masumiyetin yok olmasına vesile olacaktır.
Bebekler doğduklarında içgüdüsel bir farkındalıkla annesini diğer insanlardan ayırır. Bunun sebebi belki anne karnındayken duyduğu anne sesine olan aşinalık ya da anne kokusu olabilir. Diğer yetişkinleri tanımaya başladığında ise onları da ayırt etmeye başlar. Anne- baba onların dışındaki yakınlar ve işte yabancılar. Derken yürümeye başlaması, biraz daha kişisel bakım gerektiren uğraşları öğrenmeye başlaması, dil gelişimini ilerletmesi gibi hususlarla gösterdiği kabiliyetlere paralel olarak sosyal çevrenin içinde kendini bulacaktır. Her yeni toplumsal gelişme; toplumsal normları, kuralları öğrenmesini sağlayacaktır. Öğrenilen her toplumsal kural onun masumiyetini yitirmesine sebep olacaktır. Bakınız 2 yaş grubu çocuklarına parkta oynarken onlar için kural yoktur. Tanımadığı çocukların yanına hemen gider ve onlarla oynamak ister, ellerinden tutmak hatta onları öpmek ister, ellerinde bir yiyecek varsa hiç danışmadan almaya kalkar ya da albenisi yüksek bir oyuncak görmüşse hemen onunla oynamak ister. İşte çocuk masumiyeti budur ötesi yoktur…ama
Bebeklikten çocukluğa geçiş ise 2 yaşın bitiminde başlar. İlk çocukluk dönemi (2-6 yaş) arasında gerçekleşir. Gelişim dönemlerine bir bakıldığında gelişim ödevleri içinde şu ifade vardır hep…
İlk çocukluk döneminde(2-6 yaş)
  • *Toplumsal kurallara dair yanlış ve doğru davranışı ayırt etmeye ve toplumsal rolleri öğrenmeye başlama
Yine park örneğinden gitmek gerekirse 4-5 yaş grubu çocuklar oyunlarını tanıdıkları ile oynamak ister, yabancı çocukları aralarına almak istemezler. Yabancı birinden yiyecek çok fazla kabul etmezler ya da birinin oyuncağına sadece imrenmeye dayalı bir bakış atarlar. Biraz daha doğal olmayan bir tutumla işte toplumsal normları öğrenmeye başlamışlardır.
Havighurst gelişim ödevleri
(0-6 yaş) bebeklik ve ilk çocukluk dönemi
  • *Çocuk toplumsal doğru ve yanlışları öğrenmeye başlar. Çevre ile yakın ilişikiler kurmak istiyorsa onların kurallarına uymalı, kendini kontrol etmeli ve yeri geldiğinde doğallığını yitirmelidir.
Havighurst’ün gelişim ödevlerinde (7-11yaş )…
  • *Yaşıtlarıyla geçinmenin başarılması
  • *Sosyal grup ve kurumlara karşı tutum geliştirme ödevleri yer almakta ilerleyen yaş dönemlerinde ise “ topluma uyumlu bir sosyal gruba katılma” gibi sosyal hayatın getirdiği ödevleri yerine getirme durumu söz konusu olmaktadır.
Derken çocuklarımız büyümekte ve o küçücük bir çocukken yaptığı spontan, kural tanımaz, masum ve samimi halleri büyüdükçe çerçevelenmekte ve sınırlandırılmaktadır. Bizim koyduğumuz kuralara göre yaşamakta ve masumiyet yerini bir maskeye bırakmaktadır.

Alıntı ile Cevapla