Gebelikte planlanan ağırlık kazanımının 9-15 kilogram arasında olduğunu belirten Uslu, daha fazla kilo artışının yarar değil, zarar olduğunu kaydetti. Uslu, gebelik döneminde mutlaka ara öğün tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, "Anne adayları günlük 3 ana öğünlerini mutlaka tüketmeli ve öğün aralarına ara öğünler yerleştirerek günde 6 öğün tüketmelidir. Bu sayede hem bebekleri için gerekli besin ögelerini almış hem de metabolik hızlarını yüksek tutarak aşırı kilo alımının önüne geçmiş olurlar. Mutlaka porsiyonlarını gereksinimleri doğrultusunda hazırlamalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, ihtiyaçtan fazla tüketimin bebek için herhangi bir faydası olmayacaktır" dedi.
Demir eksikliği anemisi gebelik döneminde sıkça rastlanan bir durumdur

Uslu, demir eksikliği anemisinin gebelik döneminde sıkça rastlanılan bir durum olduğunu anlatarak, "Anemik gebelerden daha az demir deposuna sahip, düşük doğum ağırlıklı ve prematüre bebekler dünyaya gelebilmektedir. Bu yüzden annenin günlük beslenmesine demirin kaynakları olan et ve türevleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, kurubaklagiller ve kuru üzüm, incir gibi besinler ilave edilmelidir. Gebe kadınların günlük kalsiyum gereksinmesinin artması nedeniyle günlük beslenmelerine süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık gibi kalsiyum kaynakları eklenmelidir.
Bebekte nöral tüp defekti ya da annede megaloblastik anemiyi önlemek için annenin beslenmesine folik asit kaynağı olan tahıllar, yumurta, karaciğer eklenmelidir. Gebelik döneminde dengesiz beslenmeye bağlı olarak kan şekeri regülasyonunda zorluklar ve gestasyonel diyabet dediğimiz gebelik şekeri meydana gelebilir. Fazla miktarda basit karbonhidrat alımının önüne geçilmeli, herhangi bir düzensizlik söz konusu ise ilaç tedavisine gerek kalmadan bir diyet uzmanına başvurup mutlaka tıbbi beslenme tedavisi almalıdırlar. Gebelikte fazla tüketimin yanı sıra yetersiz beslenme de önemli bir sorundur" diye konuştu.
Uslu, anne adaylarını gebelik döneminde sigara ve alkolü asla tüketmemeleri gerektiği konusunda da uyardı.