Konuşma yeteneği genelde işe yarar sonuçlar doğurur, ama her zaman fayda sağlamayabilir.

Görüşmecilerin de insan olduğunu, dikkatlerinin kolaylıkla dağılabileceğini unutmamak gerek. Etkili bir iletişim için bunu tam olarak sindirmek çok önemli. "Bana kendinizden bahseder misiniz?" diye sorulduğunda, cevabınızı bir buçuk dakika içinde vermelisiniz. Çünkü görüşmecinin dikkati 90 saniye sonra dağılacaktır. Ortalama bir görüşmecinin dikkatini toplama süresi şöyledir:

Konuşmaya başladığınızda, hemen hemen tüm dikkatini veriyordur. Yaklaşık 10 saniye sonra daha az dikkat etmeye başlar. 60 saniye sonra ise, konudan uzaklaşmaya başlar ve kendine cevabınızla ilgili sorular sormaya, sıradaki soruyu düşünmeye başlar. 90 saniyedir kesintisiz konuşuyorsanız, artık zar zor dinliyordur.

Karşınızdakinin ne kadar dikkat ettiğini bilmek neredeyse imkansızdır aslında. Birçok kişi aklı başka yerlerde gezinirken, gözünüzün içine bakarak kafasını sallayıp "hımmm" deme konusunda yeteneklidir. Kesintisiz bir şekilde ne kadar uzun konuşursanız, dinleyicinizin dikkati o kadar dağılacaktır. Bu yüzden, önemli bir sonuca bağlayacağınız uzun bir cevap veriyorsanız, büyük ihtimalle görüşmeciniz sizi bir noktadan sonra dinlemiyor olacak.

Böyle bir durum, özellikle kendinizden bahsetmeniz istendiğinde büyük önem kazanır. Bu konuda anlatacağınız o kadar çok şey vardır ki, görüşmecinin hangisiyle ilgilendiğini bilemediğiniz için anlattıkça anlatmak istersiniz. Soru sormaktan çekinmeyin
Cevabınızı, görüşmecinizi olayın içinde tutabilmek amacıyla bir soru izlemeli. Tecrübelerinizle ilgili detaylı örnekler sorulduğunu düşünün. Cevabınız 90 saniyeden çok daha uzun olacaktır. İşte böyle bir durumda, konuşmanızı keserek soru sorun: "Verdiğim örnek beklentinizi karşılıyor mu?" veya "Bu kadar detay yeterli mi?". Böylece görüşmecinizin dikkatini canlı tutabilirsiniz.

Uzmanlar, adayların soru sormasının görüşmecileri etkilediğini söylüyorlar. 'Herhangi bir sorunuz var mı?' diye sorulduğunda 'Hayır, her şeyi anlattınız' denmesi işveren tarafında hoş karşılanmayabiliyor.

Soru sormak size stratejik bir avantaj da sağlar. Sorularınız sayesinde görüşmecinizi konuşturabiliyor ve kendinden bahsetmesini sağlayabiliyorsanız bir adım öndesiniz demektir.