#1
|
|||
|
|||
Su alerjisi kadınları tehdit ediyor
Havaların ısınmasıyla daha sık temas ettiğimiz su alerjik problemlere yol açabiliyor.
Duymadığımız, bilmediğimiz pek çok alerji çeşidi var. Her yeni gün yaşam şartları ve çevre koşullarının değişimiyle de alerji çeşitlerine yenileri ekleniyor; fakat günde en az 2 lt. içmemiz gereken; her yemek öncesi ve sonrası ellerimizi yıkayıp temizlediğimiz; içinde yüzüp özgürlüğü ve huzuru hissettiğimiz suyun da bazı kişilerde alerjiye sebebiyet verdiğini biliyor muydunuz? Nadir olarak görülse de, daha çok da kadınlarda görülen bu alerji tipi; deniz-havuz suyuyla, çeşme suyuyla, hatta ter ve gözyaşıyla da vücutta döküntüler oluşuturabiliyor. Su alerjisi en çok kadınları etkiliyor Havaların ısınmasıyla su ile temas artarken Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak su alerjisinin, su ile temas sonrası ciltte kurdeşene(ürtikere) benzeyen döküntülerin yanı sıra yanma ve kaşıntı ile ortaya çıktığını belirtiyor. Prof. Dr. Tabak, döküntülerin sıklıkla vücudun göğüs ve bacakların üst kısmında ve 2-3 mm çapında olduğunu söylüyor. Suyun sıcaklığının durumu etkilemediğini, sıcak ya da soğuk olması fark etmeden döküntüler oluşturabildiğini belirtiyor. Su alerjisi olan çok ağır hastalarda su içmeyle bile boğazda şişme gözlenebildiğini vurguluyor. Bu vakalarda temizlik amaçlı duş almanın, banyo yapmanın veya denize girmenin imkansız hale geldiğini sözlerine ekliyor. Tedavisi nedir Prof. Dr. Tabak, su alerjisinin, diğer adıyla 'aquajenik ürtiker'in ilk kez 1964 yılında tanımlandığını, çok nadir görülen bir alerji türü olduğunu belirtiyor. Ergenlik sırasında ortaya çıkan, çocukları nadiren etkileyen bu alerjinin 'su testi' yapılarak teşhisinin konulduğunu söylüyor. Genellikle kısa duşlarla ve yazın serin kalıp terlememeye çalışılarak hastalığın kontrol altında tutulmaya çalışıldığını sözlerine ekliyor. Tedavide çeşitli bariyer mekanizmalarının kullanıldığını, yani cilde suyun temasını engelleyecek, su geçirmeyen kremlerin ve ağızdan alınan koruyucu alerji ilaçlarının önerildiğini belirtiyor ve henüz kesin tedavisinin bulunmadığını da sözlerine ekliyor. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |