AÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları öğrencileri tarafından, ayda bir kez yapılan “Uygulamalı Yemek Dersi” kapsamında, Fransız Mutfağı’ndan olan, yapımı zor ama yemesi kolay olan “Konsome” çorbası yapıldı. Kelime anlamı ‘hazım’ olan çorba, içinde bol bol sebze olduğu için mide rahatsızlığına iyi geliyor. “Konsome”nin besleyici bir çorba olduğunu ifade eden Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dündar Denizer, çorbanın Türk Mutfağı’ndaki karşılığının “İşkembe Çorbası” olabileceğini söyledi. Denizer, “Bu çorba sebze ağırlıklı olduğu için bol bol protein içerir. Çok besleyici bir çorba. Yemekten sonra hazim için de içilebilir bu çorba. Mideyi rahatlatır. Çok değerli, güzel bir çorbadır. Ağır yemeklerden sonra tercih edilir genelde. Nasıl Türk mutfağında ağır yemeklerden sonra “İşkembe Çorbası” ya da “Paça” içiliyorsa, yurtdışında da bu tercih ediliyor” ifadelerini kullandı.


Bizim çorbalarımız ağır

Anadolu Üniversitesi’ne davetli olarak gelen ve öğrencilere çorba yapımında yardımcı olan Afyon Kocatepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Araştırma Görevlisi Tolga Gül ise, “Konsome”nin çok yararlı bir çorba çeşidi olduğunu belirtti. Türk mutfağında çorbaların biraz ağır olduğunu ifade eden Gül, “Ben ustalarımdan aldığım bilgilerle burada öğrenci arkadaşlarla uygulamalı dersler veriyorum. Dersimizde en zor çorbalardan birisi olan, berrak çorbalardan “Konsome”yi işledik. “Konsome” çok yararlı bir çorba. Bizim mutfağımızdaki çorbalar yağlı ve unlu olduğu için biraz ağır bir hali var. Ama bu çorba tamamıyla sebze ve et özlerinin içerisine işleyerek yapılan bir çorba olduğu için hem renk açısından güzel hem de mideyi rahatlatıcı bir özelliği var. Özellikle mide rahatsızlığı olan insanlara hastalıkları döneminde tavsiye edilebilecek olan bir çorbadır. Hem besleyici hem vitaminli hem de çok hafif bir çorbadır. Fransız Mutfağı’nın vazgeçilmezlerindendir. Zaten “Konsome” kelimesi de anlam olarak da ‘hazım’ kelimesinden gelir” dedi.

Yapımı pek kolay değil!

Derste yapılan “Konsome” çorbasının yapımı hakkında bilgi veren Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dündar Denizer, Fransa’ya özgü olan bu çorbanın Türkiye’de pek tüketilmediğini ve Türk Mutfağı’na yabancı bir berrak çorba olduğunu söyledi. Denizer, “Bir nevi et suyu çorbası denilebilir buna. İçinde sebzeler var. Havuç, soğan, pırasa, maydanoz sapı, defne yaprağı yapımında kullanılan sebzeler. Bunların hepsini ince ince doğrayıp, kaynatıyoruz. Öte yandan yumurta sarısıyla beyazını ayırıyoruz. Yumurtanın beyazını kıyma ile karıştırıyoruz. Biz burda 2 litreye 250 gram yağsız kıyma ile 2 tane yumurta sarısını karıştırdık. Başka bir tavada da büyük boy bir soğanı ortadan ikiye bölerek kabuğuyla altı yanana kadar kızarttık. Bunu hem çorbaya renk vermesi hem de lezzet vermesi amacıyla yaptık. Soğan yandığı halde koku yapmayan tek sebze bu arada. Kaynamakta olan çorbanın içine de bunları ilave ettik. Kısık ateşte yaklaşık 2 saat pişirdik. Burda yumurta akı bütün o sebzeleri çorbanın üzerinde bağdaştırdı. Tel süzgeçte süzüldü sonrasında. İkinci kez de bez tülbentte süzdük. Suyunu servis ettik. Çeşitli otlarla süsleyebilirsiniz. Maydanoz ve dereotu yakışır buna. Kereviz de katılabilir. Türkiye’de 5 yıldızlı lüks restoranların menülerinde bu çorbayı bulamazsınız. Yapımı uzun sürdüğü için pek tercih edilmiyor” ifadelerini kullandı.